Examples of using Bir kız arkadaşı in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Yani Bella adında bir kız arkadaşı var, kendisinden küçük.
Bir kız arkadaşı olduğu söylentileri var.- Ne?- Ne?
Evet, insanın bir kız arkadaşı olması çok güzel.
Seung Jo harikasın, böyle bir kız arkadaşı kabullenmek kolay değildir.
Sookienin arkadaşı olan Alcidein Debbie diye bir kız arkadaşı var.
Yani? Yani, Dr Schneider, Samantha Smithin bir kız arkadaşı olduğunu düşündü.
Tırmanışçının, santralde çalışan bir kız arkadaşı vardı.
Ayrıca, komşuların dediğine göre olur olmaz saatlerde girip çıkan bir sürü kız arkadaşı varmış.
Yanında bir de kız arkadaşı vardı, bi değişik,
sanırım daha mutlu olabilirdim. annemin de bir kız arkadaşı olmasaydı.
ama onun başka bir kız arkadaşı var.
belki Japonyada bir kız arkadaşı olduğu gerçeği arasında bir bağlantı göremiyorum.
Genevievenin bir kız arkadaşı var, Suzy tamamen uygun
Jackin şimdiye bir kız arkadaşı olmalıydı. Ama o hep fotoğraflarla mastürbasyon yaptı. Yatağının altında sakladığı o çıplak kadın dergilerindeki fotoğraflar.
Bir kız arkadaşı olan ama bütün kızların ona hücum ettiği partideki tek erkek olmak.
Evet, biliyorum. Çünkü Brooke adında bir kız arkadaşı olduğunu düşünmeyen bir pislik gibi onu bugün öpüyordun.
Bir kız arkadaşı var.
Bir kız arkadaşı var.
Bir kız arkadaşı var.
Bir kız arkadaşı vardı.