Examples of using Bir limit in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ama eğer oynayacaksan kendine 5 dolarlık bir limit koymalısın. Kaybettiklerini hesaplamadan araştırmaya devam edebilirsin.
But if you're gonna play, you set yourself a five buck limit, you don't chase your losses and do your research.başka bir geometrik limit argümanı kullanarak, merkezcil kuvveti dairesel olmayan bir yörüngede değerlendirir.
in a non-circular orbit, using another geometrical limit argument, involving ratios of vanishingly small line-segments.Bir çok limit için test edileceksin. Ama kalbimizde bu temel ilkelerle
You will be tested by your service, perhaps to your very limits, but with these core principles in our heartsBu yüzden, ben inanıyorum ki… İndy 500, hıza bir limit koyabilir ama… ruhun ne istediği hakkında bir limit koymamalıdır!
Believe that if the Indy 500 isn't going to put a limit on speed, then it shouldn't put a limit on spirit! And that is why I,!fotounun kütlesine sıkı bir limit koymaktadır.
putting stringent limits on the mass of the photon.Çünkü kalacakları süre için bir limit var.
unable to do so, there's a limit to how long.Eğer aptal insanların ruhlarını satmaları ile ilgili şeytanlarına bir limit koyarsan sorun yok.
No sides lose. If your demons limit their involvement to humans idiotic enough to sell their souls.İlk Yıldız Geçidi programı çalışmalarımda iki Yıldız Geçidi arasında… DHD olmadan 300 ışık yıllık bir limit olabileceği teorisini oluşturmuştum.
In my early work with the Stargate programme, I theorised that the limit for a lock between two Stargates without a DHD was 300 light years.Maxin TV izleme saatlerine bir limit koymamız gerekiyor.
to watch your game, but we have to limit Max's TV time.Eğer saat freanksları yükselmeye devam ederse ışık hızı tekil çiplerin tasarımında bir limit haline gelecektir.
If clock frequencies continue to increase, the speed of light will eventually become a limiting factor for the internal design of single chips.Başkanları aşağı götüreceğim insan sayısında bir limit belirledi birbirimizi daha iyi tanıyana kadar.
The chancellor asked me to limit the number of people I bring down, until they get Pulsarların hızlarını ölçerek süpernova patlamalarının asimetrisine bir limit koymak mümkündür.
By measuring the velocities of pulsars, it is possible to put a limit on the asymmetry of supernova explosions.Tom eşinin ne kadar para harcamasına izin verilmesi gerektiği hakkında bir limit olması gerektiğini düşündü.
Tom thought there should be a limit on how much money his wife should be allowed to spend.Bu nedenle, Verilmiş gözlenen parlaklığın( Eddington parlaklığından daha az olacağı düşünülüyor), aktif bir galaksinin ortasındaki merkezi kara deliğin merkez kütlesi için yaklaşık bir alt limit tahmin edilebilir.
Therefore, given the observed luminosity(which would be less than the Eddington luminosity), an approximate lower limit for the mass of the central black hole at the center of an active galaxy can be estimated.Kinetik Etkilerin Önemi ====MHDnin( ve genel olarak sıvı teorilerinin) karşılaştığı bir diğer limit şudur, onlar plazmanın güçlü bir çarpan olduğunu varsaymak zorundadırlar,
Importance of kinetic effects===Another limitation of MHD(and fluid theories in general) is that they depend on the assumption that the plasma is stronglyher ne kadar bu makama atanan kişi geleneksel olarak sadece altı ay görev yapabilse de Sulla için bir limit belirlenmemişti.
whereas a dictator was traditionally appointed for six months at a time, Sulla's appointment had no term limit.MHDnin( ve genel olarak sıvı teorilerinin) karşılaştığı bir diğer limit şudur, onlar plazmanın güçlü bir çarpan olduğunu varsaymak zorundadırlar,
Another limitation of MHD(and fluid theories in general) is that they depend on the assumption thatBu sayının bir üst limiti yok Sayın Başkan.
There's no upper limit to that number, Mr President.Ama bir limiti de var.
It has but one limitation.
