Examples of using Bir nilüfer in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Yumuşak bir nilüfer çiçeği gibi -Başarısız olamazsın.
Avustralyada, bir nilüfer bir çim ağacına dönüştü.
Bir nilüfer çiçeğinin üzerinden ay yükelmekte.
Moon rising over a lotus flower.Dolu bir nilüfer gölü mü?
A filled up Lotus Lake?Bir nilüfer gibi alımlı, sevinçli ve özgür.
Fair as a lily, joyous and free♫.Yumuşak bir nilüfer çiçeği gibi.
Like a lotus blossom soft and pale.Bir nilüfer tutuyor.
She's holding a lotus.Bir nilüfer yaprağının yüzeyi neredeyse her sıvıyı iter.
The surface of a lotus leaf repels almost any liquid.Bir nilüfer, dudakları öpüyor.
A lotus is kissing lips.Kuzunun sosuna tarçın ve bir nilüfer yaprağı ekle.
Add cinnamon and a lotus leaf to the lamb sauce.Buddhanın dediği gibi, Gong-nye çamurda açan bir nilüfer çiçeği.
Kong-rye is like… she is just like Buddha said: a lotus flower in the mud.Bu bir nilüfer gölü. İSyan döneminde dolu olan bir nilüfer gölü.
That is a Lotus Lake which Bir nilüfer resmi, silahlar,
A water lily painting, weapons,O bir nilüfer çileği.
It's a lotus berry.Chloenin sağ akciğerinde bir nilüfer var.
Chloe has a water lily in her right lung.Ya da buğulu bir nilüfer.
Budanın annesi doğum yapmadan üç gece önce, rüyasında kendisine bir nilüfer çiçeği veren beyaz bir fil görmüştü.
Buddha's mother dreamed a white elephant gave her a lotus flower three nights before she gave birth to him.Avustralyada, bir nilüfer bir çim ağacına dönüştü.
In Australia, a lily turned into Budanın annesi doğum yapmadan üç gece önce, rüyasında… kendisine bir nilüfer çiçeği veren beyaz bir fil görmüştü.
Gave her a lotus flower three nights before she gave birth to him. Buddha's mother dreamed a white elephant.Bir nilüfer gibi alımlı, sevinçli ve özgür,
Fair as a lily, joyous and free light of that prairie,
