BIR SOLO in English translation

• solo

Examples of using Bir solo in Turkish and their translations into English

Başlangıçta bir solo proje olan Hutchison, grubun ilk albümü olan“ The Grays”( 2006)
Initially a solo project, Hutchison collaborated with his brother Grant on the band's debut album, Sing the Greys(2006),

Orta büyüklükteki bir grupta, bir solo enstrüman, şarkıcının sesi
A medium-sized band may include besides a guitar(popularly called“violão” in Cape Verde) a cavaquinho(that plays the chords rhythmically), a solo instrument besides the singer's voice

Warbler kardeşlerinden görünüşe göre birkaç yararlı notlar almış ve hatırladığımdan çok daha iyi bir solo şarkıcısı çıktı.
also praised the rendition:"Kurt apparently picked up a few helpful notes… from his Warbler brothers and emerged an even better solo singer than I recall.

En geleneksel formunda, şarkılar genellikle nakarat kısmıyla aynı melodiye sahip olan ve bir solo enstrüman tarafından çalınan giriş bölümüyle başlar,
In its most traditional form, the song starts by an introduction played in the soloist instrument(having this intro generally the same melody as the refrain),

Special Education'' da, Warblersa katılmak için seçmelerde bir solo söyleme fırsatı verildiğinde Kurt, Rachelden bir şarkı
In"Special Education", when given his first opportunity to audition for a Warblers solo, Kurt asks Rachel for advice on selecting a song

Başlangıçta bir solom var.
I have got a solo at the beginning.

Zaten bir solon var, Blaine.
You already have a solo, Blaine.

Bir soloya ne dersin?
How about a solo?

Hayır, ben bir soloyu hak etmiyorum, tamam mı?
No, I don't deserve a solo, okay?

Space Oddity.'' de bir solom var.
I also had a solo"Space Oddity.

Bir soloya kızıyor.
She's angry about a solo.

Rachel… bir soloya ne dersin?
Rachel… so how would you like to solo?

Bir soloda çuvallarsan suçlayacak kimse yoktur.
When you falter in a solo, there's no one else to blame.

Başkan için bir solo.
Solo for the president.

Bir solo daha şimdi.
Another solo now.

Yeni bir solo hazırlayacağız.
We write a new solo part.

Öncelikle bir solo konser.
A solo number first.

Burada yazılı bir solo yok.
There's no solo written here.

Belki çok az bir solo.
Maybe just a little solo.

Bir solo proje yapmayı planlıyordum.
I was planning to do a solo project.