Examples of using Bisikletleri in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bu zaman bisikletleri harikalıkla çalışıyor.
Bisikletleri kontrol edeceğim.
I will check for bikes.Oteli ve bisikletleri? Başka nasıl ödeyecektim yemeği?
How else was I to pay for Sadece bisikletleri var, o kadar.
They can get on bikes.Bu bisikletleri arabamın üzerine kim düşürdü?
Watch it. Who has thrown cycles on my car?Tam aşağıda, bisikletleri göreceğimiz yer burası.
Straight down, this is where we're going to see the bikes.Bisikletleri sen al, ben hiç uğraşamayacağım.
I'm not willing to do that. to get the bikes.Sen bisikletleri sever misin?
Do you like bicycles?Bisikletleri kulübeye sakla.
Hide all the bicycles in Bisikletleri koymaya yardım et.
Help load the bicycles.Şimdiye dek çoktan bisikletleri on kere döndürmüştünüz.
You could have turned the bikes around ten times by now.Bisikletleri neden seksileştiricilerin tam önüne koymak zorundalar ki?
Why do they have to park the bikes right in front of Şimdi gözünüzde bisikletleri üzerinde bir grup şişman nüdist canlandırın.
Now visualize a pack of overweight nudists on bicycles.Konu hala kötü ve Tom bisikletleri ayırmakta sorun yaşıyor.
It still has a sucky title, and Tom's having trouble creating separation on the bikes.Onlarsa bu bilgiyi alıp bütün bisikletleri kendilerine göre üretmeye başladılar.
They took that wisdom and started making all the bikes themselves.Depodaki tüm bisikletleri gönder.
Send all the cycles from the storehouse.Tabii Bay Aveling bütün bisikletleri kontrol etti.
Quite Mr. Aveling checked all the bicycles.Kalabalığı duyuyorum, ışıldayan bisikletleri görüyorum.
I hear Güzel, bisikletleri hazırla.
Good. Saddle up the bikes.Başka nasıl ödeyecektim yemeği oteli ve bisikletleri?
How else was I to pay for 
