Examples of using Boykot in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Boykot öncesinde yapılan anketler, tüketicilerin çoğunluğunun protestoya katılacağını öne sürmüştü.
Dükkânını boykot edecekler, kimse onun yanına gitmeyecek.
Başbakana göre, boykot olayıyla önemli bir görüş bildirme fırsatı kaybedilmiş oldu.
Bina boykot edildi ve polis çağırıldı.
Kosova hükümetini boykot eden bir diğer kurum da Sırp Ortodoks Kilisesi.
Boykot bir yıldan biraz fazla sürdü.
Restoranı boykot ediyoruz.
Parlamentonun boykot edilmesine gelince, bu durum birkaç haftadır sürüyor.
Boykot yüzünden.
Boykot yeterince sorun olmadı mı?
Yeni boykot ve propaganda silahlarını kullanarak imha etmek için.
Yeni boykot ve propaganda silahlarını kullanarak imha etmek için.
Boykot ediyorum. Hayır.
Boykot kartını oynamana gerek yok Kaptan.
Libya Kralı Muammer Kaddafi toplantıyı boykot eden tek Arap lideri oldu.
قarkclar Derneًi sizi boykot etmi. Gazeteyi okudum.
Boykot edecekmiş. Birliği, olimpiyatları.
Boykot konusunda kararsız olan tek kişi Göring değildir.
Boykot uygulamayan Moritanya, 1999da İsraille diplomatik ilişkiler kurdu.
O boykot filan nasıl öyle.