Examples of using Cephedeki in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Cephedeki güncel durum yüksek zayiat olduğunu gösteriyor.
Cephedeki güncel durum yüksek zayiat olduğunu gösteriyor.
Rus analarının cephedeki oğullarına… gönderdikleri mektuplara bir kulak verin.
Rus analarının cephedeki oğullarına… gönderdikleri mektuplara bir kulak verin.
Bazen kendimi cephedeki son savaşçı gibi hissediyorum.
Buradaki parazitler cephedeki askerden çok daha güvende.
Cephedeki gelişmeleri izliyor musun?
Aralıkta, bu cephedeki çoğu Amerikalı küçük gruplar halindeydi.
Ve cephedeki Başkomutan, evde yine annesinin'' Mustafa'' sı olacaktı.
Sen onların kahramanısın. Dominyon savaşında, cephedeki adam.
Almanyaya gidince ihtiyaçları olacak.- Cephedeki çocuklara.
Gönderdikleri mektuplara Rus analarının cephedeki oğullarına.
Acil bölük değişimi yapıldı. Cephedeki bir kaçak nedeniyle.
Acil bölük değişimi yapıldı. Cephedeki bir kaçak nedeniyle.
Kuzey ulaşmak ve cephedeki birliklerle birleşmek için… bu ateş hattından geçmek zorundayız.
Bu esnada fotoğrafları hemşireler, cephedeki askerler, Afroamerikan havacılar
II. Dünya Savaşı sırasında Ufada, cephedeki askerlere morel vermek için çalan müzisyenlerle birlikte çalıştı ve vatanseverlik temalarını işleyen şarkılar besteledi.
Sayın Mandela, cephedeki ANC taraftarı… öfke dolu yüz bin genci barış yapmaya… ikna etmek maksadıyla Durbana gitti.
Sayın Mandela, cephedeki ANC taraftarı… öfke dolu yüz bin genci barış yapmaya… ikna etmek maksadıyla Durbana gitti.
Sayın Mandela, cephedeki ANC taraftarı… öfke dolu yüz bin genci barış yapmaya… ikna etmek maksadıyla Durbana gitti.