Examples of using Cesette in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Alo? Wappinger Fallsdaki cesette kanıt bulduğunu söyle?
Sana cesette yardım edeyim.
Adli tabibin cesette kurşun bulamamasının bir nedeni vardı.
Cesette hiç iz oluşmamış.
Cesette kendisinde ait herhangi bir iz bırakmadığından emin olması gerekiyordu.
Ayrıca cesette 30dan fazla bıçak yarası saydım.
Cesette pas izlerine rastlanmış.
Cesette bulduğum ahşap parçaları.
İki cesette de kimlik bulamadım.
Cesette bunu bulduk.
Görüyorsunuz ya, cesette tam anlayamadığımız bir iz vardı.
Cesette bir kurşuna rastlandı.
DNA İndeks Sistemi, cesette bulunan beş DNA profilinden birinden bir eşleşme buldu.
Bunları cesette bulduğumuz boya parçalarıyla karşılaştırabilir misin lütfen?
Bunu cesette buldum.
Ama ne cesette iğne bulabildik ne de arabada ölü arılar.
Woody telefonda cesette sülfürik asit bulduğunu söylemişti.
Saç ve tırnaklarda, cesette olduğu gibi çürüme olabilir.
Cesette kurtulmayla ilgiliymiş.
Ormandaki cesette hayvan tüyleri bulmuşlar!