Examples of using Coşkulu in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Senin için bir ev dolusu çılgınca coşkulu seyirci.
Bu coşkulu ve güçlü bir tepkiydi.
Geldiğim şehrin çok coşkulu bir siyahi topluluğu var.
Coşkulu.- Ve azimli.
Ailesiyle bir araya geldi… ve coşkulu kalabalık tarafından… alkışlarla karşılandı.
Jan, tanıdığım en coşkulu kişiliğe sahip çocuktu.
Oturun. Bu coşkulu ve güçlü bir tepkiydi.
En azından biraz daha coşkulu olursun diyordum.
Eddie Barzoon… artık aramızdan ayrıldı. cemaatimizin bu coşkulu üyesi.
Hayır ama ben buna çok coşkulu bir savunma demem.
Jan, tanıdığım en coşkulu kişiliğe sahip çocuktu.
Bu coşkulu ve güçlü bir tepkiydi. Oturun.
Sonsuz sadakat beceriksiz coşkulu.
Bütün sabah sahip olduğumuz en coşkulu kişisin.
Bu yüzden bugün hiç coşkulu hissetmiyorum.
Sen hassas ve coşkulu bir Amerika kadınısın.
Coşkulu ve korkulu bir dua.
Binlerce coşkulu vatandaşın, San Franciscoya akın ettiğini belirten haberler var.
Bu senin beni coşkulu destekleyen ve kararlarımı sorgulamayan halin mi?
Coşkulu yirmiler.