Examples of using Dâhiyane in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sen ve babamın beni kötü işlerden uzak tutmak için dâhiyane planınız.
Bu maske taslakları dâhiyane.
Teşekkürler, William. Dâhiyane!
Her şey benim dâhiyane planımın parçası.
Dâhiyane anları vardı.
Dâhiyane yöntemi pek çok hayatı
Bu planda dâhiyane bir şey var.
Kitabın dâhiyane Brian.
Bu şey dâhiyane bir parça.
Dâhiyane bir plan yaptık.
Dâhiyane.- Affedersin.
Dâhiyane.- Affedersin.
Senin dâhiyane fikrin ne?
Dâhiyane bir fikir.
Planın dâhiyane, Tomas. -Karımdan.
Bu dâhiyane. Aslında sizin gezegeninizi böyle bulduk.
Bu dâhiyane. Aslında sizin gezegeninizi böyle bulduk.
Dâhiyane mi bilemem ama… belki işe.
Dâhiyane bir plandı.
Dâhiyane.- Yabancıları bir araya getirmek.