DÜŞMANLARINIZI in English translation

enemies
düşman
enemy
düşman
adversary
düşman
rakip
rakibimiz
bir rakiple
bir hasım

Examples of using Düşmanlarınızı in Turkish and their translations into English

{-}
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Colloquial category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ama siz düşmanlarınızı sevin, iyilik yapın,
But love your enemies, and do good,
Tanrınız RAB sizi kurtarmak ve düşmanlarınızı elinize teslim etmek için ordugahın ortasında dolaşır.
For Yahweh your God walks in the midst of your camp, to deliver you, and to give up your enemies before you; therefore your camp shall be holy, that he may
Ey inananlar! Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar Allahın düşmanı ve sizin düşmanlarınızı ve bunların dışında Allahın bilip sizin bilmediklerinizi yıldırmak üzere kuvvet ve savaş atları hazırlayın.
Make ready for them all thou canst of(armed) force and of horses tethered, that thereby ye may dismay the enemy of Allah and your enemy, and others beside them whom ye know not. Allah knoweth them.
Onlara, ‹‹Beni izleyin›› dedi, ‹‹RAB düşmanlarınızı, Moavlıları elinize teslim etti.›› Ehutu izleyen İsrailliler,
And he said unto them, Follow after me: for the LORD hath delivered your enemies the Moabites into your hand. And they went down after him, and took the fords of Jordan toward Moab,
Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar Allahın düşmanı ve sizin düşmanlarınızı ve bunların dışında Allahın bilip sizin bilmediklerinizi yıldırmak üzere kuvvet ve savaş atları hazırlayın.
Prepare against them whatever you can of[military] power and war-horses, awing thereby the enemy of Allah, and your enemy, and others besides them, whom you do not know.
Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar Allahın düşmanı ve sizin düşmanlarınızı ve bunların dışında Allahın bilip sizin bilmediklerinizi yıldırmak üzere kuvvet
Make ready for an encounter against them all the forces and well-readied horses you can muster that you may overawe the enemies of Allah and your own enemies and others besides them of whom you are unaware
Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar Allahın düşmanı ve sizin düşmanlarınızı ve bunların dışında Allahın bilip sizin bilmediklerinizi yıldırmak üzere kuvvet
And prepare against them whatever you are able of power and of steeds of war by which you may terrify the enemy of Allah and your enemy and others besides them whom you do not know[but]
Ey inananlar! Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar Allahın düşmanı ve sizin düşmanlarınızı ve bunların dışında Allahın bilip sizin bilmediklerinizi yıldırmak üzere kuvvet ve savaş atları hazırlayın.
Mobilize your(defensive) force as much as you can to frighten the enemies of God and your own enemies. This also will frighten those who are behind them whom you do not know but God knows well.
Böylece onlarla ALLAHın düşmanlarını, düşmanlarınızı ve onlardan başka bilmediğiniz,
to terrify thereby the enemy of God and your enemy, and others besides them that you know not;
Musa, umarım ki dedi, Rabbiniz, düşmanlarınızı helak eder, yeryüzünde hükümdar eder sizi
Moses(tried to encourage them) by saying,"There is hope that your Lord will destroy your enemies and make you(their)
cihad için atlar hazırlayın ki, onlarla hem Allahın düşmanlarını, hem de kendi düşmanlarınızı, ayrıca Allahın bilip
any cavalry with which you can overawe God's enemy and your own enemy as well,
Musa dedi ki:'' Umulur ki, Rabbiniz düşmanlarınızı helak edip de sizi yeryüzünde halife kılacaktır ve sizin nasıl işler yaptığınıza bakacaktır.
Moses(tried to encourage them) by saying,"There is hope that your Lord will destroy your enemies and make you(their) successors in the land. So consider how you act.
geldikten sonra da eziyet çektik'' dediler. Musa da:'' Rabbinizin düşmanlarınızı yok etmesi ve yeryüzünde sizi onların yerine geçirmesi umulur.
after you have come to us”; he said,“It is likely that your Lord may destroy your enemy and in his place make you the rulers of the earth, and then see what deeds you perform.”.
Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar Allahın düşmanı ve sizin düşmanlarınızı ve bunların dışında Allahın bilip sizin bilmediklerinizi yıldırmak üzere kuvvet ve savaş atları hazırlayın.
And prepare against them all the power you can muster, and all the cavalry you can mobilize, to terrify thereby God's enemies and your enemies, and others besides them whom you do not know.
hazırlayıp seferber edin. Böylece onlarla ALLAHın düşmanlarını, düşmanlarınızı ve onlardan başka bilmediğiniz, ancak ALLAHın bildiği kimseleri caydırırsınız.
that thereby ye may dismay the enemy of Allah and your enemy, and others beside them whom ye know not. Allah knoweth them.
Böylece onlarla ALLAHın düşmanlarını, düşmanlarınızı ve onlardan başka bilmediğiniz, ancak ALLAHın bildiği kimseleri caydırırsınız.
to terrify thereby God's enemies and your enemies, and others besides them whom you do not know, but God knows them.
Böylece onlarla ALLAHın düşmanlarını, düşmanlarınızı ve onlardan başka bilmediğiniz, ancak ALLAHın bildiği kimseleri caydırırsınız.
to threaten the enemy of Allah and your enemy, and others besides whom, you may not know but whom Allah does know.
çeşitten kuvvet biriktirin ve cihad için atlar hazırlayın ki, onlarla hem Allahın düşmanlarını, hem de kendi düşmanlarınızı, ayrıca Allahın bilip
well-readied horses you can muster that you may overawe the enemies of Allah and your own enemies and others besides them of whom you are unaware
Böylece onlarla ALLAHın düşmanlarını, düşmanlarınızı ve onlardan başka bilmediğiniz, ancak ALLAHın bildiği kimseleri caydırırsınız.
awing thereby the enemy of Allah, and your enemy, and others besides them, whom you do not know, but Allah knows them.
çekiyoruz dediler. Musa, umarım ki dedi, Rabbiniz, düşmanlarınızı helak eder,
after you came to us' He said:'Your Lord may destroy your enemies and make you inheritors in the land.
Results: 236, Time: 0.0247

Top dictionary queries

Turkish - English