DIŞARDA in English translation

outside
dışarı
dış
out there
orada
dışarıda
burada
var
ortaya
go out
gidip
çıkıp
dışarı çık
git
dışarı çıkması
gidin
dışarı çıkın
çıkarken
giderken
dışarı çıkar
outdoors
dışarı
açık hava
doğada
açık alanda

Examples of using Dışarda in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Herkes dışarda çalışıyor, sen ise bu pislikte yatıyorsun.
Everybody else out there working, and you're lying in the dirt.
En azından dışarda ona sahip çıkacak adamlar var.
At least there's some guy out there taking care of her.
Dışarda geçirdiğim bir gece saatimi sıfırlayacak.
One night out that will reset my clock.
O sübyancının dışarda özgür olmasını mı istiyorsun?
CHILD MOLESTER TO GO FREE?
Reese, dışarda seni soran bir kadın var!
Reese, there's a woman out there asking for you!
Dışarda kamyonun yanında, sanırım.
He's outside by the truck, I think.
Yağmalanacak dünya artık dışarda değil, bunun içinde.
The worlds left to plunder aren't out there anymore, they're in here.
Ama dışarda hala yardım edebileceğimiz insanlar var.
But there's still a lot of people out there we can help.
Dışarda hiçbir yer özgür değil.
Nothing out there is free.
Dışarda, bazıları diyor ki'' Sevişin, savaşmayın!
Abroad, some say"Make love, not war!
Kendimi dışarda buldum.
Dışarda insan avı var.
There's a manhunt going on.
Eminim Donald şimdi dışarda bizi kitap eksikliğimiz için yargılıyorur.
I bet Donald's our there right now judging us for our lack of books.
Dışarda birinin benim gibi davrandığını mı söylüyorsun?
You're saying someone out there is pretending to be me, someone I know?
İçerde yada dışarda, arası yok.
Safe or out, there is no in between.
Dışarda okumak belki.
About maybe studying abroad.
Şu şeyler dışarda Onlar kunduz değil.
Those things out there they're not beavers.
Dışarda yerim.
I will EAT OUT.
Dışarda kimse yok.
There's no one there.
Sanırım dışarda bir kaza oldu.
I think there's been an accident out front.
Results: 2629, Time: 0.0512

Top dictionary queries

Turkish - English