DALMAYA in English translation

to dive
dalmaya
dalışa
dalış için
dalınacağını
dalıyorsun
atlamak
dalış yapmak
to submerge
dalmaya
batmaya
for a dip
dalmaya
yüzmek için
go back
tekrar
geri döner
geri dön
dön
geri git
geri dönmemiz
geri dönün
git
dönün
geri dönelim
you barge
dalıyorsun
dalmaya
girmeye
to fall
düşmeye
aşık
düşecek
düşürmeli
düşen
yağmaya
sonbahara
fall
çekilin

Examples of using Dalmaya in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Adaya. Antik şehri görmek için dalmaya gidiyoruz.
We're going to dive to see the ancient city.- To the island.
Adaya. Antik şehri görmek için dalmaya gidiyoruz.
To the island. We're going to dive to see the ancient city.
Tüm bölümler dalmaya hazırlansın.
All compartments, prepare to dive.
Krallığıma silah kuşanıp dalmaya cüret edenler de kim?
Who would be so bold as to come armed into my kingdom?
Yeni işime dalmaya hazır ve nazır olacağım.
I will be ready and raring to dive into my new job.
Arkadaşlarım dalmaya gitmek için beni bekliyorlar.
My friends are waiting for me to go diving.
Uykuya dalmaya çalıştığımda, kulağımda bir fısıltı duyardım.
When I tried to go to sleep, I could hear a whispering in my ears.
İlk dalmaya başladığımda, sudan çok korkmuştum.
When I first started diving, I was terrified of the water.
Yine dalmaya hazır mısınız?
Ready for another dip?
Carol, dalmaya hazır mısın?
Carol, you ready to dive in?
Dün dalmaya gitmiş.
He went diving yesterday.
Sele dalmaya hazır olun çocuklar.
Get ready to jump some gullies, boys.
Böylece dalmaya karar verdim.
So I decided to dive in.
O tornavida için dalmaya gittim.- Evet.
Yes. I went diving for that screwdriver.
Evine dalmaya hazırlanıyorduk da.- Biz şey.
Uh… we-we were just getting ready to break into your house.
Sele dalmaya hazır olun çocuklar. Ayrılacağız.
We will split up. Get ready to jump some gullies, boys.
Hayır. Dalmaya gittim, sizin batıracağınız şu denizaltıları görmeye.
No. I went diving, to see all those submarines you're going to sink.
Greg Jakei tüple… dalmaya götürecek.- Biliyorum.
I know. You and Greg are taking Jake scuba diving.
Dalmaya uygun diil.
Her heart is not in the dive.
Hiç dalmaya gittiniz mi Ajan Scott?
Have you ever gone diving, Agent Scott?
Results: 135, Time: 0.0408

Top dictionary queries

Turkish - English