Examples of using Davetiye in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Davetiye mektubunuzu görmem gerekiyor.
Davetiye lütfen.
Parti için aldığın davetiye tam olarak düşündüğün gibi değildi.
Davetiye Trixienin adresine gönderilmişti
Davetiye şömine rafında.
Umarım, davetiye yanındadır, ya da arabada harita falan vardır.
Davetiye iki kişilik.
Davetiye gibi duruyor.
Davetiye kaç kişilikti?
Bak, sana bu şeyi davetiye olarak verdi değil mi?
Bunları davetiye olarak düşünmeyin, bunları resmi bir çağrıma emri olarak düşünün.
Ben nasıl davetiye alabilirim?
Davetiye gerçekten hoşuma gitmişti.
Davetiye almıştım.
O zaman davetiye kimin için?
Amirime davetiye verdim.
Belaya davetiye çıkarıyoruz.
Bu yüzden davetiye göndermişler herhâlde.
Davetiye kimden gelmiş?
Davetiye burada. Zaman ve mekandaki tam koordinatlar içinde.