DAVRANDIN in English translation

you acted
davranıyorsun
hareket
davranırsan
rol
gibi davranıyorsun
senin tamamen aptal gibi davranmana
senin olur hemen davranırsan
you treated
davranıyorsun
davranırsan
davranırsın
tedavi
muamele ediyorsun
böyle davranırsın
ısmarla
davranıyor musun
şekilde davranırsın
davranır ve siz
you behaved
davranıyorsun
uslu
uslu dur
terbiyeli
davranırsın
düzgün davranırsan
hareket
sen 1200 yaşında , çocuk gibi davranıyorsun
pretended
farz
davranın
taklit
yalandan
davran
numarası
gibi yap
farzet
varsay
so
yani
peki
öyle
yüzden
kadar
böylece
o yüzden
demek
ki
de
of you
senin
sizden
seninle
nice
güzel
iyi
hoş
nazik
kibar
memnun
sevimli
sevindim
hoştu
you act
davranıyorsun
hareket
davranırsan
rol
gibi davranıyorsun
senin tamamen aptal gibi davranmana
senin olur hemen davranırsan
you treat
davranıyorsun
davranırsan
davranırsın
tedavi
muamele ediyorsun
böyle davranırsın
ısmarla
davranıyor musun
şekilde davranırsın
davranır ve siz
pretending
farz
davranın
taklit
yalandan
davran
numarası
gibi yap
farzet
varsay
pretend
farz
davranın
taklit
yalandan
davran
numarası
gibi yap
farzet
varsay

Examples of using Davrandın in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bizim için burayı bularak akıllıca davrandın.
So clever of you, Uncle, to find it for us.
Bir pislik gibi davrandın.
You behaved like a shit.
Ve tatlı mı yaramaz mı davrandın?
And have you been naughty or nice?
Bir saniye. Başka biriymiş gibi mi davrandın?
You pretended to be somebody else?
Beni endişelendirdin. Ama orada ilgilenmiyor gibi davrandın.
You really had me worried. Back there you acted like you didn't care.
Bir köpek gibi davrandın, onlar gibi sürün!
You act like a dog, crawl like one!
Çok aptalca davrandın.
It's real stupid of you.
Eski erkek arkadaşının, baş düşmanıyla çıktığını öğrenen birisi gibi davrandın.
You behaved like anyone who found their ex-boyfriend dating their archenemy.
Ona karşı her zaman iyi davrandın.
You have always been so good for her.
Cher, sen bana her zaman süper davrandın.
Cher, you have been nothing but super-duper nice to me.
Bak Reg, ona lanet bir et parçası gibi davrandın.
Reg, hey, you treated her like a piece of meat.
Sende ona inanmış gibi davrandın.
And you pretended to believe her?
Ama bu sabahki toplantıda tek başına davrandın.
But, in that meeting, this morning, you acted alone.
Ona kendi malınmış gibi davrandın…-… ama öyle değildi!
You treat her like just another one of your possessions, but she's not!
Onu duymamış gibi davrandın ve ona prim verdin.
You act like you ain't hear him and gave him a little trim.
Yaşlı bir kadın gibi davrandın!
You behaved like an old biddy!
Çok düşünceli davrandın Eve.
It was very thoughtful of you, Eve.
Bana hep iyi davrandın.
You were so good to me.
Bu olduğun şey. Göreceksin, bana köpek gibi davrandın çünkü.
You see, you treated me like a dog, because that's what you are.
Umursuyormuş gibi davrandın.
Pretended to care.
Results: 556, Time: 0.0601

Top dictionary queries

Turkish - English