Examples of using Depolara in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Yangın depolara ulaşırsa, Buradan alaskaya kadar herkes duyacak.
Tüm depolara ve mühimmat konteynerlerine giriş izni gerekli.
Hapishaneler ve cezaevleri depolara dönüştüler, toplum olarak öyle bir hâle geldik
Dini merkezlere, depolara, şarap üretim yerlerine canlı hayvan ahırlarına ilişkin kanıtlar var.
Onları arabasına tıkıp onlara tecavüz ettiği ve günlerce işkence ettiği etraftaki terk edilmiş depolara götürüyordu.
Dini merkezlere, kanıtlar var. depolara, şarap üretim yerlerine canlı hayvan ahırlarına ilişkin.
Bu yüzden bütün depolara saldırdılar. hangisi bilmiyorlar O herkimse, açıkçası onların kutusu.
insanı özgürlüğünden mahrum etmek yetmiyor. Hapishaneler ve cezaevleri depolara dönüştüler.
Jack, bize kapalı devre gizli-kamera sistemi kuruyor. Ofislere, depolara, park yerlerine.
Dianne uyuşturucuyu toparlayıp otobüsle önden gönderdi,… Kuzeybatı Pasifik boyunca olan depolara. Böylece gerektikçe uyuşturucuyu yerinde bulabiliyorduk.
Tam Koç Medwickin benzin deposuna şeker koyacakken beni durdurdun.
Tek bir yerel dosyada depolanmış bir alarm takvimine erişim sağlarName.
Benzin deposuna hasar vermişsin.
Bodrumdaki depoda bir sürü eski çerçöp var.
Eğer depo burada olmasaydı bunu bir kayada
Depoyu boşalttığına emin ol,… zira bu son mola verişimiz.
Geçen hafta birkaç dosyayı depoya taşıdık. ıki günlük iş.
Tek bildiğim şey depoya giren bir şeyi fena halde istiyordu.
Ben depoya gidip biraz alayım.
Çoğu insan, benzin deposuna ateş etmenin… araçları patlatacağını zanneder.