Examples of using Dersek in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sadece ne dersek onu yapın.
Eğer hiç kimse dersek… bize bahçe makasını mı saplayacaksın?
Biz ne dersek onu yapacaksın… yoksa hayatının şokunu yersin.
Ne dersek onu yapacaksın yoksa hayatın boyunca şok yersin.
Buna 9 dersek, diğeri yaklaşık 18 kalibre.
Onun ilişkiye bakışına kapsamlı'' dersek, Nanin ki'' derin'' di.
Buna x ekseni dersek, grafik aşağıya bakar.
Hayata nehir dersek, kader de sudur.
Bu yüzden, Amerikalı biyologlar bir savaşın içindeler, dersek haksızlık etmiş olmayız.
Peki ya hepimiz'' biz bu hayvan yemini yemiyoruz'' dersek?
Sözümüzü dinleyecek ve ne dersek yapacak mısın?
Charlie ve ben ne zaman ne dersek onu yapacaksın.
Yani biz ne dersek onu yapacaksın.
Çünkü gerçek en nihayetinde biz ne dersek o olacak.
Ama kötülükten çok iyilik var dersek bize inanın.
Biz ne dersek diyelim.
Sadece sana ne dersek onu söyle.
Bu koşullarda otoriten biz nedir dersek odur.
Belki ona nazikçe sahnemize hoş geldin dersek, bize katılır.
Bu bizsek şu da onlar dersek düşündüğüm yerdeler mi?