DUYMAYACAĞIM in English translation

i won't hear
duymayayım
dinlemeyeceğim
have heard
duymuş
i will not hear
duymayayım
dinlemeyeceğim
i shall not hear
i'm not gonna hear

Examples of using Duymayacağım in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Artık onu sevmediğim için suçluluk duymayacağım.
Now I don't have to feel guilty about not liking her.
Paylaşmaya değer bir anlayış buluncaya kadar seni duymayacağım.
I don't hear from you until you have an insight worth sharing.
Çocuklar için uygun olmayan filmler hakkında tek bir kelime daha duymayacağım.
I will hear no more about movies that are unsuitable for children.
Ted birilerine içini dökecek ve ben bunu duymayacağım.
Ted got to vent and I don't have to hear it.
Bana cevap vermelisin, seninle onun hakkında kavga ettiğinizi hiç duymayacağım.
You got me to answer to do I ever hear you quarreling about it.
Bir daha bu şekilde çaldığını duymayacağım.
Don't ever let me hear you play like that again!
Bir Hyundai Elantra reklamında kullanılan şarkılarımdan birini hiç duymayacağım!
In a Hyundai Elantra commercial! I'm never gonna get to hear one of my songs used!
Otomotiv zirvesi. Muhtemelen hayatım boyunca bir daha duymayacağım bir şey.
The Auto Summit! That's probably something I'm never gonna hear again in my life.
Yeter! Bir daha bu İbrani saçmalıklarını duymayacağım.
I will hear no more of this Hebrew nonsense. Enough.
Kız ölecek, başka söz duymayacağım!
The girl will die and I will hear no more of it!
Bir daha bu İbrani saçmalıklarını duymayacağım.
I will hear no more of this Hebrew nonsense.
Artık hiçbir şey duymayacağım karmaşadan.
The din where I will hear nothing more.
Arapça konuşma duymayacağım!
I don't want to hear Arabic!
O zaman aranız iyi ve asla matematik duymayacağım.
So it's all better and I never have to hear about math again?
O zaman aranız iyi ve asla matematik duymayacağım.
And I never have to hear about math again? Cool, so it's all better.
Haddini aşma.- O lafı bir daha duymayacağım.
Remember your place! If I hear that one more time.
Ted birilerine içini dökecek ve ben bunu duymayacağım.
And I don't have to hear it.
Hiç bir şey duymayacağım.
I can't hear anything!
Artık senin adını biliyorum, bir daha duymayacağım.
Now I know your name, I will never want to hear again.
Ama şükürler olsun ki daha fazla bebek lafı duymayacağım.
Thank God I don't have to hear any more talk about babies.
Results: 73, Time: 0.0257

Top dictionary queries

Turkish - English