Examples of using Edebiyata in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bütün üyelerimiz edebiyata ilgi duymaktadır.
Edebiyata göre bir vampir birinin evine öylece giremez.
Malesef küçük hanım edebiyata ilgi duyuyor.
Moskova Devlet Üniversitesinde hukuk eğitimini bitirdikten sonra kendisini edebiyata yönlendirdi.
Küçük yaştan itibaren edebiyata ilgi duydu.
Kevin Calhoun. Biraz edebiyata ne dersiniz?
Kevin Calhoun. Biraz edebiyata ne dersiniz?
Baylar bayanlar, bunu sunduğum için gurur ve Edebiyata güven.
Söylesene… nasıl oluyor da senin gibi bir ahmak edebiyata bu kadar meraklı oluyor?
Evet, yazmayı severim. Kendimi edebiyata adamaya karar verdim. Ama mühim bir şey değil.
Benim ağ seminerine değil, edebiyata çalışmak için 30 ekstra dakikaya ihtiyacım var.
Belki birgün edebiyata dönerim,… kahramanları böcekler olan bir aşk romanıyla.
Belki birgün edebiyata dönerim,… kahramanlarý böcekler olan bir aþk romanýyla.
Hayır, Phillipin edebiyata olan inancını kaybettirecek olan şey aşk olacaktı. Edebi yolculuğunun sona erdiğini açıklayacak ve.
Ve Dooley, Medora lisesi öğrencilerinin edebiyata olan sevgilerini diri tutmayı kendisine görev edinmişti.
sanat ve edebiyata da girdiler.
Böcekler olan bir aşk romanı yazarım. Belki bir gün edebiyata döner.
Bir aşk romanıyla… kahramanları böcekler olan edebiyata dönerim,… Belki birgün.
Ben ki bütün hayatımı… öğrenmeye, tarihe, bilime, edebiyata adamış biriyim.