Examples of using El çantası in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
El çantası biraz ağır görünüyordu.
Kışböceği, el çantası?
Winterbug, handbag.El çantası da.
And the handbag.Ona'' el çantası'' dememizin oldukça geçerli bir sebebi var.
There's a very good reason why we all call him Handbag.Kültür seviyenizi gösterecek eşya lazımsa el çantası alın.
If you need a prop to prove how cultured you have become, get a handbag.Sınırlı üretim el çantası.
That limited edition handbag.Eldivenler mendil el çantası.
Gloves handkerchief handbag.El çantası satışı olduğunu söyleyen mesaj aldım.
Evet, el çantası diyordun.
Yes, a hand satchel.El çantası o Harmie.
It's a clutch bag, Hermie.El çantası değil.
Not a handbag.Ben el çantası altında ellerimi sürgülü duyuyorum.
I'm sliding my hands under the satchel.Jeff, el çantası!
Çinden aldığın el çantası ucuz gözüküyor.
The handbag you bought in China is cheap-looking.Çinden aldığınız el çantası ucuz görünüyor.
The handbag you bought in China is cheap-looking.Çinden aldığın el çantası ucuz görünüyor.
The handbag you bought in China is cheap-looking.El çantası çiçekler, oyuncak bir fil.
A handbag, flowers, El çantası senin yanında mı?
You have that purse in there with Bu cenine el çantası muamelesi yapmaktır.
That's like treating the fetus as a handbag.Sadece el çantası varmış.
He's only got carry-on.
