ELBISESI in English translation

dress
elbise
kıyafet
gelinlik
giysi
giyinmek
giyim
giydir
suit
elbise
giysi
uygun
takım elbise
takım
kostümü
kıyafeti
takımını
dava
zırhı
gown
önlük
elbise
gecelik
kıyafeti
cüppeli
gelinliği
cübbeyle
giysisini
clothes
kıyafet
elbise
giysi
giyecek
çamaşır
giy
outfit
kıyafet
elbise
giysi
kostüm
birlik
ekip
takımı
clothing
kıyafet
giysi
giyim
elbise
giyecek
tekstil
giydirmek
robe
bornoz
elbise
kaftan
cübbesi
cüppeyi
sabahlık
pelerinli
robdöşambr
giysiyi
kıyafetiniz
frock
elbise
kıyafete
frak
giysisi
dresses
elbise
kıyafet
gelinlik
giysi
giyinmek
giyim
giydir
suits
elbise
giysi
uygun
takım elbise
takım
kostümü
kıyafeti
takımını
dava
zırhı
dressed
elbise
kıyafet
gelinlik
giysi
giyinmek
giyim
giydir
gowns
önlük
elbise
gecelik
kıyafeti
cüppeli
gelinliği
cübbeyle
giysisini

Examples of using Elbisesi in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Başkan Gu, bir Jackie Tang elbisesi almaya mı geldin?
Mayor Gu, looking to get a Jackie Tang outfit?
Orada. Düğün elbisesi kadar muhteşem.
There. It will make up marvellous as a wedding gown.
Klasik bir Aziz Crispin Günü bahçe partisi elbisesi.
A classic St Crispin's Day Garden Party Frock.
Aslına bakarsan, bunlar nedime elbisesi için hiç de fena değil.
You know, For bridesmaids dresses, these aren't that bad.
Acaba gidip biraz uzay elbisesi, maskesi falan edinirsek mi?
Maybe we should get some space suits, masks or something?
Hiç kadın elbisesi denedin mi?
Ever tried on women's clothing?
Bunlar fahişe elbisesi bebeğim!
Clothes are a bitch, baby!
Şuna bak, Afreenin nişan elbisesi çok güzel olmuş.
Come see Afreen's engagement outfit It's so beautiful Ok.
Evet. Loras, kraliçenin elbisesi muhteşem değil mi?
Yes. Loras, isn't the queen's gown magnificent?
Hamile elbisesi giymek istiyorum.
I want to wear maternity dresses.
Manish Malhotranın elbisesi!
Manish Malhotra's gowns!
Onlar fahişe elbisesi, bebeğim.- Elbiseler bunlar?
Clothes are a bitch, baby!- These clothes?.
Sadece kız elbisesi giymeyi seviyor.
He just likes wearing little girl's clothing.
Helga ve benim yaptığımız küçük bir seyahat elbisesi.
It's just a little traveling outfit Helga and I ran up.
Evet. Loras, kraliçenin elbisesi muhteşem değil mi?
Loras, isn't the queen's gown magnificent?- Yes?
Henüz elbisesi yok, rahibe kıyafetini giyiyor.
She has no dresses yet and wears her convent clothes.
Dört eski Medici elbisesi.
Four vintage Medici gowns.
Elbisesi güzeldi.
The suits were beautiful.
Bunun elbisesi var, aşısı var… okulu var.
It needs to go to school. It needs clothes, it needs shots.
Saldırganın bir parça elbisesi elimizde olsa çok yardımı olurdu.
It would help if we had a piece of the assailant's clothing.
Results: 842, Time: 0.0368

Top dictionary queries

Turkish - English