Examples of using En önemli şeyin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
çevreci tipleri içerir, bunlar dünyadaki en önemli şeyin, benekli baykuş olduğunu sanırlar.
dünyadaki en önemli şeyin zamanı… Dondurucu kubbe finalleri!
Neden? Bilge bir adam bana hayatta en önemli şeyin şeref olduğunu söylemişti.
pes etmeden hedefini kovalayıp Çocuklarıma hayattaki en önemli şeyin.
sakın ola hayatımdaki en önemli şeyin sen olmadığını düşüneyim deme.
Tekrar tekrar hata yapıyorum… ama sakın ola hayatımdaki en önemli şeyin sen olmadığını düşüneyim deme.
Bu kurulan bağda, en önemli şeyin bu insanlara karşı hissettiğim
Bob şu anda yapabileceğimiz en önemli şeyin Californiada sera gazı salınımını azaltıp durduracak market tabanlı bir denetim sisteminin gerekliliğini Sacrementoda ortaya koymak olacağını söyledi.
ile bana bakıyor… ve bana ilk kez baktıklarımı hatırlatıyor en önemli şeyin sen olduğunu anlamıştım!
bana ilk kez baktıklarımı hatırlatıyor en önemli şeyin sen olduğunu anlamıştım!
Gözlerinin içine baktığımda hayatımda ki O güzel kocaman gözleri ile bana bakıyor… ve bana ilk kez baktıklarımı hatırlatıyor en önemli şeyin sen olduğunu anlamıştım!
bana ilk kez baktıklarımı hatırlatıyor en önemli şeyin sen olduğunu anlamıştım!
En önemli şeyin kazanmak olduğunu.
En önemli şeyin güven olduğunu söyledin.
En önemli şeyin ne olduğunu öğreninceye dek.
Bu var olan en önemli şeyin anahtarı.
Burada en önemli şeyin kazanmak olduğunu sanmıyorum.
En önemli şeyin kendim olmak olduğunu öğrendim.
En önemli şeyin bizim güvenliğimiz olduğunu söylerlerdi.
En önemli şeyin duygu katabilmek olduğunu söyledi.