Examples of using Erik in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Daha hafif yiyecekler. Armut, erik, iş macunu.
Evet, erik.
Manastırdayken Rahip Kuo, şarap yapmak için her yaz erik toplardı.
O bir balerin ve sana aşık Erik.
kuru erik veya hurma mı?
Evet kahve masasının üstünde duran muz ve etrafına dizilmiş birkaç erik.
Merhaba. Bu kocam, Erik.
tadı erik gibi olur.
Kilerdeki raftan iki kavanoz erik reçeli aldım.
Merhaba. Bu kocam, Erik.
Bir seferinde rüyamda göbek deliğimden erik çekip çıkarıyordum.
Birçok arkadaşımın ölümünü gördüm Erik.
Tom eve kendi topladığı bir sepet dolusu erik getirdi.
durdur onu.- Erik!
Mango, plantain, kırmızı içli erik.
Ama erik gitmiş.
Erik yaşıyor, değil mi?
Erik konyağım var, seni hemen kendine getirir.
Çünkü derler ki erik çiçeği eşkiyası daima gece yarısı ortaya çıkar.
Can kardeşim, erik çiçeği katili olamaz.