Examples of using Erkekler tuvaletini in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
onu gördüm. Normal bir erkek gibi erkekler tuvaletini kullanıyordu.
Ama şeytani yaratık, Barney erkekler tuvaletini en kötücül halde bırakmıştı.
But the evil ogre- Barney- had left the men's room in the most wicked condition.Bu erkekler tuvaletinin anahtarı mı?
Is that a key to the men's room?Bu erkekler tuvaletinde çok fazla pembe kullanılmış!
This men's room is so pink!Erkekler tuvaletine girmesinden önce miydi sonra mı?
Was that before or after she walked into the men's room?Kempinski Otelindeki erkekler tuvaletinde çalışıyor.
He's working in the men's room at the Kempinski Hotel.Gösteremem; erkekler tuvaletindeki engelli kabini çünkü kendisi.
I can't. It's the handicapped stall in the men's room.Bay Clavini erkekler tuvaletinde sıkıştırdı. Önemli değil.
He's got Mr. Clavin trapped in the men's room.Veteran Stadyumundaki erkekler tuvaleti gibi koktuğunu söyledi ve haklıydı.
He said it smelled like the men's room at Veteran's Stadium. He was right.Erkekler tuvaletinde.
The men's room.Beni erkekler tuvaletinin elçisi olarak düşünebilirsin.
You may consider me an ambassador from the men's room.Erkekler tuvaletinin anahtarını alabilir miyim lütfen?
Could I have the key to the men's room, please?Erkekler tuvaletinde, sirkteki gibi bir şey mi oldu?
Did something happen in that men's room, Like that time at the circus?Erkekler tuvaletinde olamaz!
Not the men's room!Mutfak ve erkekler tuvaletinin yanında.
Right here by the kitchen, the men's room.Bir kamyon şöförü erkekler tuvaletinden çıkarken gördü.
A truck driver saw me leaving the men's room.Spagonun erkekler tuvaletinde yaptığına göre burası
If the men's room at Spago's worked for her,Anlaşılan burası erkekler tuvaleti değilmiş.
This, it turns out, is not the men's room.Erkekler tuvaleti alt katta yürüyen merdivenin solunda.
The men's room is downstairs, to the left of the escalator.Sana erkekler tuvaletinin yerini söyledim.
I told you where the men's room was.
