ESKILERINDEN in English translation

old
eski
ihtiyar
büyük
yaşlı
exes
eski
eski erkek arkadaşı
sevgili
oldest
eski
ihtiyar
büyük
yaşlı

Examples of using Eskilerinden in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ve gitar çalan bir Cadılar Bayramı iskeleti aldım. Tinanın eskilerinden birkaçını buldum, sonra bir balkabağı, Genenin yastığı.
Found a couple of Tina's old ones, and then I got this butternut squash, Gene's pillow and a Halloween skeleton that plays guitar.
Ve gitar çalan bir Cadılar Bayramı iskeleti aldım. Tinanın eskilerinden birkaçını buldum, sonra bir balkabağı, Genenin yastığı.
And then I got this butternut squash, Found a couple of Tina's old ones, Gene's pillow and a Halloween skeleton that plays guitar.
dünyanın en eskilerinden olan bir Arnavutça dili bölümü var.
an Albanian language department, one of the oldest in the world, established in 1925.
ile doldurulur ve en eskilerinden biridir süslü altın( Solidago stricta)
and one of the earliest species of goldenrod(Solidago stricta)
en eski( Avrupa Üniversiteleri arasında da en eskilerinden), en büyük ve en prestijli Çek üniversitesidir.
historically as the University of Prague(Latin: Universitas Pragensis), is the oldest and largest university in the Czech Republic.
ayrıca en eskilerinden biri ama aynı zamanda oradan alınan bir sürü yeni malzeme aracılığıyla muhtemelen bize yeni bir yaklaşım getirecek yalnızca Bosna Piramitleri
also one of the oldest ones, but also one whereby the approach which is being taken there is probably going to tell us an awful lot of new material; not just about
Eski, çok eskidir, bazı çevrelerde etkileyici bulunur.
It's old, very old, which in some circles equals impressive.
Bu hikaye eskidir, kayıtlar da apaçıktır.
The story is an old one, the record a clear one.
Tablo da çok eskidir. Çok dikkatli davranın.
The painting is also very, very old, so take extra care.
Ve bunun eski bir rakibe yapışmanın olmadığına emin misin?
AND YOU'RE SURE THIS ISN'T ABOUT STICKING IT TO YOUR OLD RIVAL?
Bu akşam eski tanrıların huzuruna çıkan kimdir?
Who comes before the ol gos this night?
O benim eski işimdi… ve işime geri döndüm- Hayır.
NO, IT WAS MY OLD JOB, AND I have GONE BACK TO IT.
Bakalım eski sihir hala orada mı, ha?
Let's see if the ol' magic's still there, eh?
Bu eski silahın ateş edeceğinden emin değildim. Lanet olsun.
GODDAMN. I WASN'T REAL SURE THIS OLD GUN WOULD STILL SHOOT.
Eskisi gibi zalim ve nefret dolu değilim.
I'm not cruel and hateful as I used to be.
Bu gece Eski Tanrilarin onune kim gelir?
Who comes before the ol gos this night?
Annesini, eski saatleri ve Meksika yemeklerini seviyor.
He likes his mom, vintage watches, and Mexican food.
Kıyafetleri eskiydi, sakallı, yün şapkalı biri.
Old clothes, beard, wool cap. He looked like a homeless man.
Oyuncak bebeği o kadar eskiydi ki bana gelirken kucağında ufalandı.
Her doll was so old, it crumbled in her arms when she came to me.
Eski dostum!- Seni görmek harika!
It's great to see you. Ol' buddy,!
Results: 44, Time: 0.0372

Top dictionary queries

Turkish - English