Examples of using Etmeyecekler in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sonunda Popea yardım etmeyecekler.
Adams ve adamları artık sizi rahatsız etmeyecekler.
Ama tost makinaları dünyaya hizmet etmeyecekler.
Belki de asla etmeyecekler.
Sen yere inene kadar hareket etmeyecekler.
Evliliği kabul etmeyecekler. Oğlan ölünceye kadar… Prenses Catherine ile Prens Arthur arasındaki.
Evliliği kabul etmeyecekler. Oğlan ölünceye kadar… Prenses Catherine ile Prens Arthur arasındaki.
hayırı cevap olarak kabul etmeyecekler.
onların kalplerinin üzerini şiddetle bağla; onlar acı azabı görecekleri zamana kadar iman etmeyecekler.
Mahkeme ise zanlıya karşı bizimle aynı görüşte olanlarla dolu olacak. Ses çıkarmakta tereddüt etmeyecekler.
Burayı kurmaya yardım ettiğin gerçeğinin farkındayım. Ama ortaklarımız, yaptığın soytarılıklarla burayı parçalamana müsaade etmeyecekler.
onlar yemek yemekle öyle meşgul olacaklar ki fark etmeyecekler bile.
Robert, gün ışığı olduğunda, biri yüzüğü bulacak ve teslim etmeyecekler.
onların kalplerinin üzerini şiddetle bağla; onlar acı azabı görecekleri zamana kadar iman etmeyecekler.
sadece Moeyu işinden etmeyecekler ileride bu durumda olan herkes için örnek bir dava haline getirecekler.
Onlara gösterdiğim bunca belirtiye karşın, ne zamana dek bana iman etmeyecekler?
Asla pes etmeyecekler.
Hayır, etmeyecekler.
Onu kabul etmeyecekler.
Onu arkadaşınızla takas etmeyecekler.- Haklı.