Examples of using Etrafımdaki in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
kendimi bu inanılmaz yerlerden birinde, etrafımdaki inanılmaz manzarayı sindirirken buluyorum.
Ama ortasından bir kaç sayfası koparılmış ve etrafımdaki herkes kayıp sayfaları okumaktan çok zevk alıyor ama hiç kimse bana neler olduğunu anlatmıyor.
Biliyor musun, Tanrıya yemin ederim, tehdit edilmiş hissediyorum. bloom, berg, witz, stein, gold, schtickman, hackman… Etrafımdaki insanların soyadları hep şöyle şeylerle bitiyor.
Belki etraftakilere sorup başkalarının bunu duyup duymadığını öğrenmelisin.
Ayrıca etraftakilere sorun bakalım birileri sıradışı olaylar farketmiş mi.
Ağacın etrafımı sarmasına yetecek kadar uzun süredir.
Etrafımı saran bu hayatların küçük, sıcak merkeziydim sadece.
Etraftakilere belli etme, Stephanie ama bu sahte bir düğün.
Bir şey bulup bulmayacağımı etraftakilere soracağım ve sana söyleyeceğim.
Bir daha asla birbirimizin etrafındayken hiç bir şey… hissetmeyeceğimize dair bir anlaşma yapalım.
Anlamıyorum. Etraf para kaynıyor ama o bunu kazanamıyor.
Etraf para kaynıyor ama o bunu kazanamıyor.- Anlamıyorum.
Anlamıyorum. Etraf para kaynıyor ama o bunu kazanamıyor.
Etraf para kaynıyor ama o bunu kazanamıyor.- Anlamıyorum.
Kelimeler. Etrafındakilere biraz saygı göstermen gerek, Stifler. -Sonra.
Etrafındakilere biraz saygı göstermen gerek, Stifler. -Sözler. -Sonra.
Sadece sen etrafımdayken daha iyi oluyorum. Biliyorum üzgünüm.
Ve onun etrafındayken, kendimi… Güvende hissediyorum.
Etrafımı cesetler sardı, cepheneyi dağıtan da benim.
Atom atom… etrafımızı saracaklar… ve her şeyimizi alacaklar.