Examples of using Etrafındaki herkes in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Günün sonunda, etrafındaki herkese zarar vereceksin.
In the end, you're going to hurt everyone around you.Etrafındaki herkesten şüphe duyuyor.
He suspects everyone around him.Etrafındaki herkesin öleceğini düşünüyor.
She thinks everyone around her dies.Etrafımdaki herkes, tüm ekip çok gergindi.
Everyone around me, the whole team was, like, on edge.Etraftaki herkes için sorunlar ve süreç boyunca herkesin ağzına sıçacaklar.
They are trouble to everyone around them and shit on them in the process.Etrafımızdaki herkes, her şey o kadar yavaş ve güzel oluyor ki.
And everyone around us, everything is slow and beautiful.Mary her zaman etrafındaki herkese patronluk yapmaya çalışıyor.
Mary is always trying to boss everyone around.Etrafınızdaki herkes çıkışlara yönelir.
And everyone around you heads for the exits.Etrafımızdaki herkes çöküş içinde.
Everyone around us is falling apart.Belki de Siobhanın etrafındaki herkese zarar vermeye çalışıyordur.
Maybe he's trying to hurt everyone around her.Etrafımızda herkes yiyiyordu Meyve,
Everyone around us was eating- fruit,Etrafındaki herkesin normal olduğunu görünce, kıskanıyorsun.
When you see everyone around you being normal, you get jealous.Sadece, etrafımdaki herkes aniden ölmeye başladı, Karen.
It's just, suddenly everyone around me is dying, Karen.Etrafımdaki herkes nasıl oluyor da Koca Jimin çemberinde oluyor?
How is it possible that everyone around me is trapped in Big Jim's orbit?Etrafındaki herkese acı çektirmekten zevk alıyorsun.
You enjoy making everyone around you suffer.Etrafımızdaki herkes zarar görüyor.
Everyone around us comes to harm.Etrafımdaki herkes ölüyor ve bu güzel eğilimim sayesinde bir sürü arkadaş ediniyorum.
Everyone around me ends up dead. My sunny disposition makes me so many friends.Etrafındaki herkese yardım etmek harika bir şey.
It's… pretty awesome, how you help everyone around you.Etrafındaki herkese zarar veriyor.
She torments everyone around her.Etrafımızdaki herkes… ölüyor.
Everyone around us… dies.
