EVE GIDEMEM in English translation

• i can't go home
• go home

Examples of using Eve gidemem in Turkish and their translations into English

Eve gidemem. Benden nefret ediyor.
He hates me. I can't go home.

Eve gidemem. Benden nefret ediyor.
I can't go home. He hates me.

Birkaç gün eve gidemem herhalde.
I guess I won't go home for a few days.

Birkaç gün eve gidemem herhalde.
I can forget about going home for a few days.

Birkaç gün eve gidemem herhalde.
I suppose I won't go home for a few days.

Eve gidemem şarabı.
Can't-go-home wine.

Eve gidemem Kendi adamlarım beni öldürmek istiyor.
My own people want me dead. I can't go home.

Taksiden atlamaya çalıştı, eve gidemem deyip durdu. Kendisine sordum.
But then he kept trying to get off, telling me he can't go back home.

Eve gidemem. Lorna komşuların işten atıldığımı bilmesini istemiyor.
Can't go home. Lorna doesn't want the neighbors to know.

Yani, herkese borcumu ödeyene kadar eve gidemem.
So I can't go home, not until I win enough to pay everybody back.

Efendim bu halde eve gidemem.
Sir, I can't go home in this state.

Siz bunu bitirene kadar eve gidemem.
I'm not going home until you eat it all.

Sorun şu ki sensiz eve gidemem.
Here's the thing. I can't go home without you.

Bu şekilde eve gidemem.
I'm not going home like this.

Benden nefret ediyor. Eve gidemem.
He hates me.- I can't go home.

Benden nefret ediyor. Eve gidemem.
I can't go home. He hates me.

Eğer sen geceyi hapiste geçirirsen, ben de eve gidemem demek oluyor.
If you spend the night in jail, I can't go home.

Buralarda bir yerlerde dolanıyor. Sen beni iyileştirene kadar eve gidemem.
He's running around, and I can't go home until you fix me.

Üzgünüm, ama ben-ben eve gidemem.
I'm sorry, but I-I can't go home.

Ben henüz eve gidemem.
We can't go to your house yet.