EYLEMCILER in English translation

• activists
• agitators
• the protesters

Examples of using Eylemciler in Turkish and their translations into English

Bakın, bazı karı yürekli eylemciler dedektifin biri zorlama yapmadan kusursuz bir itiraf koparsa bile kötü sözler ile dedektifi yargılamaktan vazgeçmiyorlar.
See, sometimes there are these bleeding-heart activist judges who won't take a detective's iron-clad word for it when he gets a perfectly uncoerced confession.

Eylemciler idam cezasının geri gelmesi için imza kampanyası düzenlerken, elinde idam ipi tutan bir destekçi görülüyor. Reuters.
A supporter of capital punishment holds a hanging rope as activists launch a petition drive for its reinstitution. Reuters.

işsiz eylemciler( piqueteros),
unemployed protestors(known as piqueteros),

ABDdeki eylemciler hayvanları kullanan herhangi bir iş dalını bozdukları için terörist olarak cezalandırılabilirler.
Activists in the US can be charged as terrorists for disrupting the profits of any business that uses animals,

Kadın eylemciler, Nisan ayında İstanbulun merkezinde düzenlenen bir gösteride,
Women activists carry a mock coffin of Ayse Pasali that reads,“The state didn't protect,

İsraildeki kimi Iraklı eylemciler halen sürekli olarak İsrailin toplu göçü başlatmak amacıyla şiddet kullandığı suçlamasını tekrarlarken,
Iraqi activists in Israel still regularly charge that Israel used violence to engineer the exodus, while Israeli officials

Bu kampanyaya katılan eylemciler, üç yıl hapis cezasının bir insanı zorla alıkoyup evliliğe zorlamaya karşı yeterli bir ceza olmadığını savunuyorlar- özellike koyun çalmanın cezasınin 11 yıl hapis olabileceği göz önünde bulundurulursa.
Activists involved in this campaign believe that three years in jail is not a tough enough punishment for someone abducting a girl and forcing her into marriage, while, in comparison, a person stealing a sheep can spend up to 11 years in prison.

Boykot eden partilerden biri olan Değişim Hareketi( PfP), siyasi partiler, eylemciler, aydınlar ve STK liderlerini tek bir bayrak altında toplama umuduyla Kasım ayında bir ittifaka liderlik etmek istedi.
One of the boycotting parties, the Movement for Change(PfP), tried to spearhead an alliance in November, hoping to galvanise political parties, activists, intellectuals and NGO leaders under a common banner.

uluslararası solcu bir anti emperyalist eylemciler birliği olan Anti Emperyalist Kampın bazı kültürel etkinliklerinde yer aldı ve dersler verdi.
a union of international leftist anti-imperialist activists who have received much attention from the media because of their critical stand against American imperialism and Zionism.

Bütün eylemsizlik çerçevelerde Newton kanunları
In all inertial frames, Newton's laws,

Protokolü% 2 eylemini desteklemiyor.@ info url.
Protocol %1 does not support action %2.

Eylem Ayarları.
Activity Settings.

Fakat bu yildizlarin eylemleri tam anlamiyla özgür degildir ve gerçek seçenekler sunmazlar.
But, just as these star activities are not really global.

Bu eylemleri durdurmanı emrediyoruz.
We order you to cease these activities.

Tüm bunlar terörist eylemlerin bir parçasıdır, baylar.
It's all part of the acts of terror, gentlemen.

Komodor hayırsever eylemlerin erdemliğine sıkıca bağlıdır.
The Commodore believes in the virtue of charitable acts.

Evet, eylem büyüdükçe büyüyordu.
Yeah, the movement is bigger and bigger.

Ses eylemini değiştir.
Change sound action.

Mütevazi bir rahibin eylemlerinin kiliseye bu kadar zarar verebileceğini düşünmemiştim.
I never imagined the acts of a humble priest could harm the Church so much.

Şu gördüğümüz eylem, en serti olarak kabul edilebilir.
I mean this activity that we saw has to be approached at the highest.