AGITATORS in Turkish translation

['ædʒiteitəz]
['ædʒiteitəz]
kışkırtıcıların
provokatörlerle
provocateur
agitator
eylemciler
action
act
deed
protest
activity
verb
demonstration
activist
tahrikçiler
provoke
propulsion
provocation
hard-on
turned on
aroused
driven
inciting
a turn-on
on impulse
kışkırtıcılar
provokatörlerin
provocateur
agitator
kışkırtıyormuşuz

Examples of using Agitators in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
And that's what they call people that talk about…, agitators. We like the wealth standards, we are for People.
Sağlık standartlarını önemseriz, İnsanlar için varız, ve böyle konuşan insanlara şunu derler…, kışkırtıcı.
Are attempting to foment trouble in our factories in advance of a General Strike which could take place at any moment. We have reason to believe that outside agitators from overseas.
Genel bir grev öncesinde fabrikalarımızdaki sorunu Dışarıdan gelen kışkırtıcıların her an gerçekleşebilecek körüklemeye kalkıştıklarına inanmak için sebeplerimiz var.
that's what they call people that talk about…, agitators.
böyle konuşan insanlara şunu derler…, kışkırtıcı.
Are attempting to foment trouble in our factories which could take place at any moment. We have reason to believe that outside agitators from overseas in advance of a General Strike.
Genel bir grev öncesinde fabrikalarımızdaki sorunu Dışarıdan gelen kışkırtıcıların her an gerçekleşebilecek körüklemeye kalkıştıklarına inanmak için sebeplerimiz var.
Citizens angered at red agitators burning other squatters' camps
Kızıl tahrikçilere kızan vatandaşlar, diğer kampları yakıyorlar
The U.S. Bureau of Investigation labeled Garvey,"one of the prominent Negro agitators.
ABD Federal Araştırma Bürosu, Garveyi,'' öncü Zenci eylemcilerden biri'' olarak adlandırmıştı.
when I found myself facing that mob of hundreds, some looking like fanatics, others like professional agitators.
Aspromontede yüzlerce kişilik kalabalıkla karşı karşıya kalınca kimi fanatik gibi bakıyordu kimi de profesyonel provokatör gibi.
As a political movement, the term first referred to a faction of New Model Army Agitators and their London supporters who were allegedly plotting to assassinate Charles I of England.
Siyasi bir hareket olarak ilk kez Yeni Ordu içindeki ajitatörler ve onların Londralı destekçilerinin krala karşı mücadelelerini tarif etmek için adlandırma olarak kullanılmıştır.
God! Using an army of outside northern black beast agitators and biblically inspired rule of the white race.
Kuzeyin dışında ki siyahi vahşi fesatçıların ordusunu kullanarak… Tanrım! Tanrının emirlerini yıkmaya kararlı
I have also been sworn in as a Special… are attempting to foment trouble in our factories We have reason to believe that outside agitators from overseas of the Organisation for the Maintenance of Supplies in advance of a General Strike which could take place at any moment. As the Small Heath coordinator.
Teçhizat Bakımı teşkilatının… Small Heath koordinatörü olarak ve ayrıca yeminli bir… Yurt dışından gelen dış provokatörlerin her an cereyan edebilecek bir genel grevle… fabrikalarımızda karışıklık çıkarmaya kalkıştığını düşündürten gerekçelerimiz var.
Supplies are attempting to foment trouble in our factories in advance of a General Strike which could take place at any moment. We have reason to believe that outside agitators from overseas As the Small Heath coordinator.
ayrıca yeminli bir… Yurt dışından gelen dış provokatörlerin her an cereyan edebilecek bir genel grevle… fabrikalarımızda karışıklık çıkarmaya kalkıştığını düşündürten gerekçelerimiz var.
Student agitator. why bother, man?
Stajer kışkırtıcı. Neden rahat vermiyorsun, adamım?
And might this agitator He's just an agitator.
Adam provokatör. Bu provokatör Massachusetttekilere misilleme yapmaları gerektiğini söyleyebilir.
Silvio says I'm an agitator and I'm out of the building.
Silvio, kışkırtıcı olduğumu ve binadan atıldığımı söyledi.
The intellectual mastermind, agitator, coward, has fled.
Dahi, provokatör, korkak kaçtı.
Silvio said I'm an agitator and I'm out of the building.
Silvio, kışkırtıcı olduğumu ve binadan atıldığımı söyledi.
The agitator is inclined to exaggerate trivial matters.
Provokatör önemsiz konuları abartma eğiliminde olur.
Student agitator.
Stajer kışkırtıcı.
Look out. The agitator.
Gelene de bakın.'' Provokatör.
See you later, agitator.
Görüşürüz tekrardan, kışkırtıcı.
Results: 45, Time: 0.0582

Top dictionary queries

English - Turkish