Examples of using Fail in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Fail o zaman hasır kullanmış ve yaka kartını almış mı?
Fail istiyorlar, Hasdai.
Fail o değilse bile, ilk eşler tüm pis işlerden haberdardır.
Fail, farkında olmadan bir düzen başlatmıştı.
Altı fail, maket bıçakları
Ama siz… onun, sizi vurmaya çalışan diğer fail olduğunu düşündünüz.
Benzer bir davadaki fail, sekiz ay hapis yemişti.
Fail, dikkatleri kendisinden uzaklaştırmak için cesedi şehrin diğer ucuna taşımış olmalı.
Neden siz yazarlar onlara hep'' fail'' dersiniz?
Davutoğlu, olay yeri inceleme ekiplerine saldıranların fail olduğunu söyledi.
Pound ve beş fail.
Fail bizi duyabilir.
Maskeli dört fail.
Üç fail.
Fail, başkasının bilgilerini kullanarak içeri girmiş.
Onlar olası görgü tanığı, fail değil.
Tabii fail görünmez değilse.
Onlar olası görgü tanığı, fail değil.
Fail cinayetten sonra güvenlik kameralarından zekice sıyrılmış ve kaçmış.
Kuyumcu dükkanı, iki fail.