FAIL in English translation

perpetrator
fail
suçlu
mücrim
katilin
işleyen kişiyi
perp
fail
suçlu
saldırgan
zanlı
katil
suçlunun
şüpheli
adamı
unsub
zanlı
fail
saldırgan
katil
süje
şüpheli
bilinmeyen şahıs
culprit
suçlu
zanlı
fail
katil
sanık
perps
fail
suçlu
şüpheli
suçluyu
saldırganlar
zanlı
doer
fail
offender
saldırgan
bir suçlu
suçlusu
failin
suclusu
perpetrators
fail
suçlu
mücrim
katilin
işleyen kişiyi
unsubs
zanlı
fail
saldırgan
katil
süje
şüpheli
bilinmeyen şahıs
culprits
suçlu
zanlı
fail
katil
sanık

Examples of using Fail in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Fail o zaman hasır kullanmış ve yaka kartını almış mı?
Did the culprit use a mat and take her name tag back then?
Fail istiyorlar, Hasdai.
They want culprits, Hasdai.
Fail o değilse bile, ilk eşler tüm pis işlerden haberdardır.
Even if she's not the doer, first wives know all the dirt.
Fail, farkında olmadan bir düzen başlatmıştı.
A pattern is born without the perpetrators being aware of it.
Altı fail, maket bıçakları
Six perps, box cutters
Ama siz… onun, sizi vurmaya çalışan diğer fail olduğunu düşündünüz.
He was another perp trying to shoot you.- But you thought.
Benzer bir davadaki fail, sekiz ay hapis yemişti.
The culprit in a similar case got eight months of jail time.
Fail, dikkatleri kendisinden uzaklaştırmak için cesedi şehrin diğer ucuna taşımış olmalı.
Doer dumping the body on the other side of town gets the spotlight off himself.
Neden siz yazarlar onlara hep'' fail'' dersiniz?
Why you writers always call'em"perps"?
Davutoğlu, olay yeri inceleme ekiplerine saldıranların fail olduğunu söyledi.
Davutoğlu said those who attack civilian groups are true perpetrators.
Pound ve beş fail.
Thirty-five thousand pounds, five culprits.
Fail bizi duyabilir.
The culprit might hear us.
Maskeli dört fail.
Four perps wearing masks.
Üç fail.
Three culprits.
Fail, başkasının bilgilerini kullanarak içeri girmiş.
The culprit got in by using someone else's information.
Onlar olası görgü tanığı, fail değil.
They're potential witness, they're not perps.
Tabii fail görünmez değilse.
Unless the culprit is somehow invisible.
Onlar olası görgü tanığı, fail değil.
They're potential witnesses. They're not perps.
Fail cinayetten sonra güvenlik kameralarından zekice sıyrılmış ve kaçmış.
The culprit cleverly avoided the security cameras and escaped after the murder.
Kuyumcu dükkanı, iki fail.
That jewelry store, two perps.
Results: 594, Time: 0.0401

Top dictionary queries

Turkish - English