Examples of using Felixe in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Felixe giren kurşun göğüs kemiğinin aşağısındaki onuncu kaburgaya isabet etti
Şu bizim pek rutin sayamayacağım meselelere dönmeden önce… Felixe bir çare bulmalıyız.
Şu bizim pek rutin sayamayacağım meselelere dönmeden önce Felixe bir çare bulmalıyız.
Bu insanlara Felixe… üzgün olduğumu söyle. Bir şey daha.
Thumper, Felixe yaptığının cezasını öyle ya da böyle bir şekilde çekecek bu işi ya yasalar halleder
Bu fotoğraf müvekkilinizin satın aldığı kullan-at telefondan Christa Cookun öldürüldüğü sabah saat 2:42de Felixe gönderilmiş.
onların buradaki temsilcisine, Felixe… eh, onlara özür dilediğimi söyle.
Joe, rekorunu kıran ve ses hızından hızlı serbest düşen ilk insan olması için Felixe yardım etmek amacıyla emeklilik yaşamını terk etti.
Oscar seni huysuz herifin teki sanmıştım ama Felixe nasıl sahip çıktığını görünce… Oldukça hoş.
Felixe bakalım; boş sözlerinin benim üzerimde hiçbir etkisi olmadı,
Ben de Felixe e-Mail yolladım, Çok kibarca, Ona ailesiyle acaba konuşabilir mi diye sordum.
Büyükannemle büyükbabama olan şeyin Felixe de olmasını istedim… ama daha iyi bir şey oldu.
Felixe vurmadım ben.
Felixe kaybol demiş.
Bunu Felixe anlatsana.
Felixe videoyu gösterdim.
Felixe açıklama yapabilirsin.
Felixe ne diyeceksin?
Felixe ulaştın mı?
Felixe çok yardım etti.