Examples of using Felsefeye in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
ama… Üzgünüm. Felsefeye ihtiyacımız yok.
demokratik uygulamalara, ilk etapta akademik felsefeye giren aynı sorulara odaklanır.
Felsefeye benzer şekilde ilgi duymalarına ve edebiyatla ilgili fikirleri uyuşmasına rağmen yukarı katta yaşayan ünlü bir restoran eleştirmeni ölene kadar aralarında hiçbir şey olmaz.
Hukuk fakültesine kaydolmasına rağmen felsefeye hayrandı ve'' felsefe olmaksızın hiçbir şeyin tamamlanamayacağını'' düşündüğü için bu iki disiplini bir şekilde birleştirme yolu aradı.
Kendimi felsefeye, gece yarılarına dek çalışacak kadar kaptıracağımı sanmazdım. Üç ay önce başladığımızda.
Çıkana kadar analitik geometriyi formüle etmişti ve matematiksel metodu felsefeye uygulama fikrini bulmuştu.
Vay be, bu aynen B.D. otomotiv endüstrisini neredeyse tamamen yok eden felsefeye benziyor.
Bruce, Kung Fudan vazgeçmiyorsun, çünkü sen gerçekten felsefeye giriyorsun, değil mi?
Ve bu teoloji ya da felsefeye dayalı değil, zihin biliminin içinde, tüm bu araştırma sahaları boyunca,
Ortaçağ alimlerinden Nikitas Honiatis Annanın eğitimine değinmiş ve Anna'' tutkuyla felsefeye bağlanmış, tüm bilimlerin kraliçesi olmuş ve her alanda eğitilmiştir'' şeklinde yazmıştır.
matematikten felsefeye genç İskendere yoğunlaştırılmış eğitim verdi.
Felsefemiz geleneksel batı uygulamalarını doğunun ruhani bakış açılarıyla karıştırmak.
Genç adam, felsefen benimkine çok yakın!
Felsefeleri ne olursa olsun muhtemelen en az sizin engel teşkil edeceğinizi düşündüler.
Yaşam felsefeleri neşelidir, kadınlara karşı davranışları derin bir asaletle doludur.
Bu yeni felsefeden memnunum, biliyorsun?
CharIotte eğer kişisel felsefeni bir kelimeyle özetlemen gerekirse.
Bu her zaman bizim felsefemiz olmuştur, siz de biliyorsunuz.
Eğer benim felsefemi beğenmediysen, yeniden öldürmeden önce beni yakala.
Ve onların kahramanları, felsefeleri kadar temiz ve güçlü olmalıdır.