Examples of using Fosiller in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Gerçi bu saatte sadece fosiller ayakta olur.
Gerçi bu saatte sadece fosiller ayakta olur.
Onlardan geriye fosiller kaldı.
Uzun yıllardır Mezozoik dönem memelileri ve onların atalarıyla ilgili fosiller çok nadir ve parça parça idi fakat 1900larda özellikle Çinde çok önemli buluşlar oldu.
Dünya büyük bir yer. Dünya dev bir gezegen ve fosiller de çok küçüktür. Öyleyse,
Sadece ağaç üzerinde yaşamak için tasarlanmamışlardır. Ayrıca fosiller kısa, basit tüylerle kaplı olduklarını da göstermiştir.
Sinapsidler ve sauropsidler ile ilgili ilk fosiller( Archaeothyris
Fosiller hakkında edinilen bilgilerin artması da jeolojinin ve kısmen stratigrafinin gelişimine katkıda bulundu.
Mulder, bu taş dünya-dışı bakteri olduğuna inanılan fosiller içeriyor ve bu hala şiddetle tartışılan bir konu.
Fosiller, günümüzdeki ortalama ağırlıktan oldukça fazla olan 190 kilogramlık jaguarların varlığını ortaya çıkarmıştır.
Yılında bulunan fosiller kavga eden bu iki büyük hayvanın… yaralanma izlerini kesin bir şekilde ortaya çıkarmıştır.
Elimizde fosiller, taş aletler,
Ve bu fosiller delil oluyor onların yeniden izini sürmemizde. sadece o fosiller
Fosiller bize anlatıyor ki; bu dağlar bir zamanlar denizin dibindeydi ve göğe yükselmeye zorlandı.
Fosiller, çoğunun boğulduğunu göstermiştir. Yaygın mevsimlik seller sonucu. Bu olay, 20 farklı yerde daha tekrarlamıştır.
Bu fosiller kanıtlıyor ki buna güçlü bir biçimde inanıyorum… insanoğluna çok benzeyen bu yaratıklar… 5 milyon yıl kadar önce Dünya üstünde yürüyordu.
Troodon, Tyrannosaur kadar ölümcül görünmeyebilir… ama fosiller, onların da ölümcül avcılar olduğunu göstermiştir.
Bu sapa yerde, hassas detaylar içeren çarpıcı fosiller bulunmuş… çoğu, ağaçlarda yaşamaya adapte olmuş… hayret verici hayvan çeşitliliğini ortaya çıkarmıştır.
Taşlaşma sürecinde oluşan fosiller sadece paleontolojik çalışmalar için kullanılmayıp, aynı zamanda dekoratif
hayvanlar, fosiller, mineraller, kayaçlar,