Examples of using Futbolu in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Mayıs 2014te futbolu bıraktığını açıkladı.
Lisede okulun hem Amerikan Futbolu hem de Basketbol takımında yer aldı.
İsveçli ünlü futbolu Gunnar Nordahlın oğludur.
Futbolu çok seviyor.
Da futbolu bırakan Pagnam, takımı Waltordun başına geçti.
Futbolu yalnızca sen oynadığında seviyorum.
James futbolu çalıyor.
Evet, albayın futbolu çaldığını düşünmek için sebebimiz var.
Jamesi ya da futbolu bulduk mu?
Bağımsızlar, futbolu, Juliusla takas etmek için istiyor.
Evet, albayın futbolu çaldığını düşünmek için sebebimiz var.
Futbolu da iyi oynar.
Javi, futbolu sevmediğimi biliyorsun. Maç başlıyor.
Dürüst olmak gerekirse futbolu sevmediğin için rahatladık.
Futbolu seviyorsan serserisindir diyenlerden. Nasıl biri?
O-gong, futbolu hep sevmiş miydin?
Çünkü futbolu seviyordum.
Diegonun futbolu başka hiç kimsenin oynayamayacağı bir futboldu. .
Futbolu sever misin?
Futbolu neden bu kadar çok seviyorsun?