Examples of using Gözetlemek in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Tamam, gözetlemek yok.
Komşunun bahçesini daha fazla gözetlemek yok!
Harekete geçmeden önce, onu gözetlemek gerekir.
Jaber. İşiniz yolcuları gözetlemek.
Etrafına bak. Takımı gözetlemek bir hataydı.
Gözetlemek yok.
Doğru. Beni gözetlemek için gönderildiğinden şüpheleniyorum.
Sakın unutma, gözetlemek yok.
Etrafına bak. Takımı gözetlemek bir hataydı!
Gözetlemek yok dedim.
Affedersiniz. Bayan Zhouyu gözetlemek için oda arkadaşını kullanmak istedin.
Affedersiniz. Bayan Zhouyu gözetlemek için oda arkadaşını kullanmak istedin.
Avrupada iken, Rusları gözetlemek için görevlendirildi.
Buraya piliçleri gözetlemek için geliriz.
Hayır, mekanı gözetlemek için burada değiliz.
Onun neresini gözetlemek sana iyi bir fikir gibi geldi?
Kızları gözetlemek hoş birşey değil.
Artık komşuları gözetlemek yok, değil mi?
Evi gözetlemek ilk işimdi.
Kocamı gözetlemek sence benim hoşuma gidiyor mu?