GÜÇLÜKLER in English translation

difficulties
zor
güçlük
sıkıntı
sorun
zorlukla
challenges
mücadele
meydan
düello
itiraz
rekabet
meydan okuyorum
zorluk
görevi
yarışması
müsabaka
hardships
sıkıntı
zor
güçlükten
darlık
meşakkat
zorlukla
cefa
hardship
sıkıntı
zor
güçlükten
darlık
meşakkat
zorlukla
cefa
hard times
zor zaman
zor bir dönem
güçlük
zor anlar
çetin zamanlar
zor zamanlar geçirdiğinizi
sert zaman

Examples of using Güçlükler in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Hazırlıkları yakından izleyen örgütü, geçmişte inşaatlarda meydana gelen gecikmeler ve diğer güçlükler konusunda kaygilarini dile getirmişti.
His organisation, which has been closely monitoring the preparations, has in the past voiced concerns over construction delays and other difficulties.
Yunan hükümeti mali güçlükler, ABden ihtar olasılığı ve kamu sektörü çalışanlarının greviyle karşı karşıya.
The Greek government is facing fiscal hardship, the possibility of a warning from the EU, and striking public sector employees.
bir balıkçılık sahası( ZERP) kurulmasına şiddetli itirazları Hırvatistanın üyelik hedefine önemli güçlükler çıkarabilir.
in the Adriatic by the EU and some of its member states could cause major hardships for Croatia's accession bid.
ABnin almış olduğu bu tek taraflı karar yeni sorunlar ve güçlükler getirecektir,'' dedi. AFP.
This unilateral decision by the EU will bring new problems and difficulties,” said Turkish Foreign Minister Abdullah Gul. AFP.
Ama güçlükler hâlihazırda varken,… daha fazla yapay zorluklar eklememiz gerekmiyor bence.
Add more hardship than is already there. But I don't think we have to artificially.
Antarktikaya gelmiş olan ilk kâşifler, korkunç güçlükler yaşadı ve aralarından çoğu öldü.
Suffered terrible hardships, and great loss of life. The first explorers come to Antarctica.
Hukuk. Güçlükler. Doğrusu, Nelle le senin bunu başarıp başaramayacağınızı… bilmiyorum.
The law. Complications. The truth is I don't know whether you and Nelle could work out.
kariyeri ekonomik güçlükler içinde geçmiştir.
resulting in a financially difficult life and career.
aileyi maddi güçlükler içinde bırakarak vefat etti.
in her teen years, leaving the family in difficult financial straits.
Kredi kartı işlemlerindeki artış, ödemeler dengesinde yaratacağı potansiyel güçlükler nedeniyle hükümette endişelere yol açıyor.
The increase in credit card transactions is worrisome to the government because of the potential for balance-of-payment difficulties.
daha fazla veri ve kabul edilemez güçlükler istiyorlar.'' dedi.
comply with European principles; they want more data and unacceptable complications," Tahiri said.
Kıbrıs sorununun kolay çözüleceğine dair veya karşılaştığınız güçlükler konusunda yanılsamada değilim.'' diyen Ban şöyle devam etti:'' Aynı zamanda,
I am under no illusion that the Cyprus problem is easy to solve or about the difficulties that you face," said Ban."At the same time, I am confident that a solution is possible
BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon Akdeniz adasına yapacağı üç günlük ziyaretin başında yaptığı açıklamada,'' Kıbrıs sorununun kolay çözüleceğine dair veya karşılaştığınız güçlükler konusunda yanılsamada değilim.'' dedi.
I am under no illusion that the Cyprus problem is easy to solve or about the difficulties that you face," UN Secretary-General Ban Ki-moon said at the start of his three-day visit to the Mediterranean island on Sunday.
Törende konuşan Savunma Bakan Yardımcısı Igor Crnadak,'' Koalisyon üssünün güvenliğini sağlayacak olan askerler, birliklerimizin 2005 yılından beri uğraştığı patlamamış mühimmat imhasından daha farklı güçlükler ve risklerle karşılaşacaktırlar.
Deputy Defence Minister Igor Crnadak said,"The troops who are going to secure the coalition base will be facing more challenges and a risk different from destruction of unexploded ordnance, in which our units have taken part since 2005.
Oğlu başarılı bir lösemi tedavisi gören Ban,'' Karşılaştıkları güçlükler yetmiyormuş gibi,
As if the hardship they were facing was not enough, they often had to take loans
Voronin Bulgaristanın İngilizce basılan gazetesi Sofia Echoda yayınlanan sözlerinde,'' SEECP ülkelerimizin bölgesel güçlükler ve sorunları halletmekte tek bir politika izlemesinde etkili bir araçtır.'' dedi.
The SEECP is an effective instrument for our countries to promote a single policy to settle regional challenges and problems," Bulgaria's English-language daily Sofia Echo quoted Voronin as saying.
ABden yapılan açıklamaya göre, bu meblağ Avrupa Komisyonundan'' üye ülkelerin kontrolü dışındaki istisnai şartların yol açacağı güçlükler içindeki üye ülkelere'' verilecek 60 milyar avroluk bir acil durum fonuyla tamamlanacak.
It would complement an up to 60 billion-euro emergency funding from the European Commission"for member states in difficulties caused by exceptional circumstances beyond member states' control", according to an EU statement.
Lardan sonra, kuantum teorisinin sürekli gelişimi ve yerçekimi kuantum teorisini geliştirmede karşılaşılan güçlükler nedeniyle, giderek daha az sayıda bilim insanı klasik birleşme üzerinde çalıştı.
After the 1930s, progressively fewer scientists worked on classical unification, due to the continued development of quantum-theoretical descriptions of the non-gravitational fundamental forces of nature and the difficulties encountered in developing a quantum theory of gravity.
Banın Pazartesi günü geç saatlerde Güvenlik Konseyine sunduğu rapora göre, 17 Şubattaki bağımsızlık ilanı ve onu izleyen olaylar'' UNMIKin idari otoritesini ifa etme becerisine önemli güçlükler'' oluşturdu.
The February 17th declaration and the events that followed have created"significant challenges to UNMIK's ability to exercise its administrative authority", according to the report Ban submitted to the Security Council late Monday.
Ancak, sorunlu esrar kullanma biçimlerini değerlendirmek için hangi yapının( örneğin bağımlılık, kötüye kullanma, zararlı kullanım, kullanıma bağlı sorunlar) veya hangi yapı gruplarının ölçülmesi gerektiğine ilişkin mutabakat bulunmamasından dolayı, bu alanda bazı güçlükler kalmaktadır.
Some difficulties remain, however, in this field because of the lack of consensus regarding which construct(e.g. dependence, abuse, harmful use, use related problems) or set of constructs should be measured to assess problematic forms of cannabis use.
Results: 81, Time: 0.0378

Top dictionary queries

Turkish - English