Examples of using Getirmekten in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Korkardım kayığı sarsıp karmaşa getirmekten.
Bizi yeniden göreve getirmekten çekinme.
Babam ve ben Kiklopsu Coyoteye getirmekten gururluyuz.
Rilkovski,'' Benim için haçı getirmekten daha büyük bir sevinç olamaz.
Kötü adamları yola getirmekten bahsediyorsun sanırım.
Buraya geldiğinden beri bizi oyuna getirmekten başka bir şey yapmadı.
Bu yüzden de hükümdarlık mücevherlerini Amerikaya getirmekten çok heyecanlıyım.
Ihabı öldürmek naaşı getirmekten daha kolay.
Sana her gün kahve getirmekten hoşlanıyorum.
Ben ve Alvin dünyaya yeni bir hayat getirmekten sözettik.
Denvera eskort talebinizi yerine getirmekten mutluluk duyuyor.
Ne istiyorsun? Sana çiçek getirmekten mutluluk duyarım.
Düşmanlarınız bıçaklı kavgaya silah getirmekten çekinmeyecektir.
O parayı buralara getirmekten söz ediyorum.
Kızlar, size kahve getirmekten mutluluk duyarız.
Asıl fikrimin sonunu getirmekten korktuğumu düşünüyor.
Ama bütün bu olanlardan sonra onu buraya getirmekten tereddüt ediyordum; ama başka şansım da yoktu.
Kusura bakmayın ama müdahaleye silah getirmekten bahsediyorsunuz ve siz kola kutusunda şarap içiyorsunuz.
Kenny McCormick, okulumuza bit getirmekten ve kıçını kurtarmak için yalan söylemekten yargılanıyorsun.!
şimdiye kadar bunu gündeme getirmekten kaçınıyorduk. Ancak bir girişimci olarak bunu bilmeniz gerek,