Examples of using Girmek istemiyorum in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Seninle bir ilişkiye girmek istemiyorum. İyi! Öyleyse sen… Öyleyse.
Seninle bir ilişkiye girmek istemiyorum. İyi! Öyleyse sen… Öyleyse.
Seninle bir ilişkiye girmek istemiyorum. Öyleyse sen.
Seninle bir ilişkiye girmek istemiyorum. İyi! Öyleyse sen… Öyleyse.
Ofisine yalnız girmek istemiyorum. Burada olduğuna sevindim. Dr. Kimin.
Ben oraya girmek istemiyorum.- Gel.
Ben oraya girmek istemiyorum.- Gel.
Gerçekten küvete girmek istemiyorum. Barry?
Cidden küvete girmek istemiyorum. Barry?
Oraya girmek istemiyorum. Ne oldu?
Oraya girmek istemiyorum. Ne oldu?
Bu konuya girmek istemiyorum. Neden?
Bu konuya girmek istemiyorum. Neden?
Başım belaya girmek istemiyorum ilk günümde.- Oops.
Araya girmek istemiyorum. Ama…- Hoş.
Araya girmek istemiyorum. Ama…- Hoş.
Araya girmek istemiyorum. Ama…- Hoş.
Araya girmek istemiyorum. Ama…- Hoş.
Araya girmek istemiyorum. Ama…- Hoş.
Detaya girmek istemiyorum, ama lazerler, çiviler.