Examples of using Gitmeyecektir in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Hiçbir şey ters gitmeyecektir.
Mak öyle kolay kolay gitmeyecektir.
Richelieu için mi? Hayır, o bu kadar ileri gitmeyecektir.
Bu iş pek iyi gitmeyecektir.
Oraya konuşlanabiliriz ama eve gitmeyecektir.
Orayı gözleyebiliriz, ama oraya gitmeyecektir.
Oh, bu iş pek iyi gitmeyecektir.
O bir hırsız, hastaneye gitmeyecektir.
Böyle bir şeyi ondan saklaman hoşuna gitmeyecektir.
Çok hızlı gitmeyecektir.
Kim inançlı olarak erdemli işler yaparsa onun bu çabası boşa gitmeyecektir; biz sürekli olarak kaydetmekteyiz.
Kim inançlı olarak erdemli işler yaparsa onun bu çabası boşa gitmeyecektir; biz sürekli olarak kaydetmekteyiz.
Kim inançlı olarak erdemli işler yaparsa onun bu çabası boşa gitmeyecektir; biz sürekli olarak kaydetmekteyiz.
Vanessayi güvenli bir yerde tutmaya çalisiyorum ama beni dinlemeyecektir. Gitmeyecektir.
o zaman hiçbir şey yolunda gitmeyecektir.
ben bir blok buzu bile ittirseydim, zamanla duracaktı. bu sonsuza kadar gitmeyecektir, buzdan yüzeyin sonsuz olduğunu varsaysak bile.
Söylemeyi unuttum, herkes yüzmeye gitti yoksa Woody, şoförünün bizi giyinikken havuza atacağını söyledi.
Git su iç ve biraz uyu sonra sabah kalk
Şimdi bisikletine atla ve ankesörlü telefondan polisi aramaya git. Onlara 2.45te Southport Bulvarında bir çocuğun yürüdüğünü gördüğünü söyle.
Git kendine lens falan al,