Examples of using She won't go in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
She won't go.
O gitmeyecek.But she says she won't go, unless you go with her.
Ama sen onunla gitmezsen She won't go there, right?
Oraya gitmeyecek, değil mi?all right, but I bet she won't go 90.
told my wife about Tulsa, and she won't go.
karıma Tulsa konusunu anlattım ve o gitmiyor.Alone in the forest at her age, she won't go far.
Onun yaşında ormanda tek başına fazla uzağa gidemez. Onu kısa sürede bulacağız.She won't go anywhere.
Bir yere gittiği yok.And she won't go, she won't leave this place,
Barış olmadan da gitmeyecekmiş diyor, bu odadan,She won't go to a hotel, and she hates the Princeton club,
Otele gitmeycek, ve Princeton clubtan nefret eder,She will not go. Yes, comrade lieutenant.
Comrade lieutenant. She will not go.
Gitmez.- Anladım yoldaş teğmen.She will not go without you.
Sashka, sen olmazsan gitmez.She won't go?
Gitmeyecek mi?Selaci told Kosovapress that she applied for a building permit in Mitrovica(south) and she will not go to the parallel structures for permission.
Selaci Kosovapresse verdiği demeçte, Mitrovicada( güney) inşaat iznine başvurduğunu ve izin almak için paralel yapılara gitmeyeceğini söyledi.She won't go. She won't go?
Gitmeyecek ki -Gitmeyecek mi?Why not? She won't go.
Neden ki? O gitmeyecek.Why not? She won't go.
O gitmeyecek.- Neden ki?She won't go.
Gitmeye niyeti yok.She won't go anywhere.
She won't go there.
O oraya gitmeyecek.
