OLMAYACAK in English translation

be
ol
çok
işte
ise
olun
not
değil
yok
sakın
hiç
olmaz
pek
hayır
henüz
etme
bilmiyorum
won't
olmayacak
asla
olmaz
edilmez
edilmeyecek
olacak
eder
gelecek
olursam
edeceksin , değil
s not gonna be
will happen
olacak
olacağını
olur
olmaz
olacağına dair
olmayacak
gerçekleşecek
başına
şey olmayacak
olacak diye
there will be
olmayacak
olacaktır
yapılacak
orada olacak
falan olmayacak
yapılmayacak
verilecek
kişi olacak
var olacak
there will
gonna happen
olacak
olacağını
olur
olmaz
olacağıydı
olmayacak
gerçekleşecek
başına
olacak mı
olacak şey
wouldn't be
olmazdı
değil
değil mi
olmayacağım ama gittikçe farazi olan bu
etmez ki
değmez
have
var
sahip
hiç
daha
beri
zaten
yok
üzerinde
ilgili
zaman
is
ol
çok
işte
ise
olun
are
ol
çok
işte
ise
olun
will not
olmayacak
asla
olmaz
edilmez
edilmeyecek
olacak
eder
gelecek
olursam
edeceksin , değil
ain't gonna be
isn't gonna be
is not gonna be

Examples of using Olmayacak in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ama bu kez… bu kez insanlar olmayacak.
This time there will be no men. But this time.
Dünyanın hatırladığı Rumplestiltskin olmayacak. O güçsüz korkak… Sen öylesin.
And that weak coward You are. will not be the Rumplestiltskin the world remembers.
Bugün korkunç hiçbir şey olmayacak.- Evet!
Ain't nothing horrible gonna happen today.- Yeah!
Bu bir biyografi olmayacak, engelleri aşmak
But this wouldn't be a biopic, but a story of superation
Brunalinin geleceği olmayacak.
the Brunali have no future.
Evet. Bu hızla yürümeye devam edersek… bırakmak problem olmayacak.
Well… If we walk at this pace. let not the problem.
Stefano, dediklerimizi yaparsa size bir şey olmayacak.
If Stefano does as we say, nothing will happen to you.
Bir dahaki sefer olmayacak, Jim. Bir dahaki sefer gidip.
Ain't gonna be no next time, Jim. Next time, we will go somewhere.
Kusura bakmayın, Bay Scott… ama güncelleme olmayacak.
I'm sorry, Mr Scott, but there will be no refit.
Dünyanın hatırladığı Rumplestiltskin olmayacak. O güçsüz korkak… Sen öylesin.
And that weak coward will not be the Rumplestiltskin the world remembers. You are.
Olmayacak. Bu gemiyi veya içindeki kimseyi alamazsın.
You will not take this ship or anyone on it. Not gonna happen.
Çocukların büyüyecek, seni terk edecek ve hiçbir şeyin olmayacak.
Your kids will grow up and leave, and you will have nothing.
Söz verdiğin gibi yaparsan… annene hiçbir şey olmayacak. Git.
Go. You do exactly as you promised, and nothing will happen to your mom.
böyle olmayacak.
Max. Not like this.
O ben olmayacak ya da kahrolası ailemden biri!
It ain't gonna be me or any of my goddamn family!
Bu hoş olmayacak. Sol bende.
This isn't gonna be pretty. I got the left.
Ama performansım şovdan ibaret olmayacak.- Aynen öyle.
But my performance will not just be a show. Exactly.
Yok be güzellik işte o dediğin asla olmayacak.
Shit, girl, that there just ain't never gonna happen.
Şaşırma, bu senin için ilk olmayacak.
Don't be shocked, it wouldn't be the first time for you.
Yerime bakacak birini… bulmam da bir sorun olmayacak.
I will have no problem finding somebody to take it off my hands.
Results: 13539, Time: 0.0567

Top dictionary queries

Turkish - English