WON'T HELP in Turkish translation

[wəʊnt help]
[wəʊnt help]
faydası olmaz
yardımı olmaz
yardımcı olmaz
doesn't help
won't help
's not gonna help
wouldn't help
faydası yok
are no help
no use
yardımcı olmayacak
to help
to be helpful
to assist
to aid
being an associate
bir yararı olmaz
bir faydası olmayacak
yararı yok
yardımı olmayacak
faydası dokunmaz

Examples of using Won't help in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Pride won't help you.
Gururun sana bir yararı olmaz.
Praying won't help you. Protect me.
Dua etmenin faydası yok sana. Koru beni.
Gestures won't help him find his place in a hearing world.
Bu jestler işitenler dünyasında yerini almasında ona yardımcı olmaz.
You can't break the law and this won't help Fleur.
Yasayı delemezsin ve bunun Fleura yardımı olmaz.
You're sweet, Max, but aspirin won't help this time.
Çok tatlısın Max, ama bu sefer aspirinin faydası olmaz.
Insults won't help.
Hakaretlerin yararı yok.
Alright child, crying won't help us, we will figure something out.
Pekala çocuk, ağlamanın bize bir faydası olmayacak, bir şeyler bulacağız.
That won't help.
Bunun bir yararı olmaz.
Sacrificing that animal won't help your crop.
Mahsullerine yardımcı olmayacak. O hayvanı kurban etmek.
She's right. Running probably won't help.
Kaçmanın faydası yok.- O haklı.
Because it won't help you find Luke Cage any faster?
Cagei daha çabuk bulmana yardımcı olmaz da ondan?
But jumping into a relationship just to fill the loneliness won't help.
Ama yalnızlığı gidermek için bir ilişkiye balıklama dalmanın yardımı olmaz.
Preacher's not here by 6:00, medicine won't help.
Vaiz saat altıda burada olmazsa ilacın faydası olmaz.
this gun won't help me.
bu silah bana yardım etmeyecek.
Being classy won't help me, buddy.
Klas olmanın bana yardımı olmayacak, kanka.
That won't help.
Bunun yararı yok.
Arguing won't help.
Münakaşanın bir yararı olmaz.
And yelling won't help.
Bağırmanın faydası yok.
Getting yourself killed won't help the kids at all.
Bir faydası olmayacak. Kendini öldürmenin çocuklara.
Writing won't help.
Yazmak yardımcı olmayacak.
Results: 608, Time: 0.0625

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish