GRUBUNA in English translation

group
grup
gurup
toplu
bir grubun
grupla
örgütü
topluluğu
band
grup
bando
orkestra
bant
müzik
müzik grubu
bir grubu
gurubu
type
tarz
yazın
daktilo
çeşit
tipi
türü
grubu
yaz
tipler
troupe
topluluğu
grubuyla
takım
takımının
kumpanyası
ekibini
groups
grup
gurup
toplu
bir grubun
grupla
örgütü
topluluğu
faction
fraksiyon
grup
hizip
bir kısmı
topluluk

Examples of using Grubuna in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Fransız Black Metal grubuna ihtiyaçları var.
They need a French Black Metal band.
Kan grubuna göre seçim, bu yeni bir şey.
Chosen by blood type, that's a new one.
Herhangi bir destek grubuna katılmış mıydı?
Did she join any online support groups?
Bilirsin, dans grubuna katılırsın.
You know, join a dancin' troupe.
Ya da grubuna.
Or your band.
Kesinlikle kan grubuna ihtiyacımız var.
We absolutely need the blood type.
Destek grubuna girdiğimde herkes aynı listeden yaptı.
When I started going to support groups, everyone had the same list.
Francine, Soğuk Savaşın başında dünyayı dolaşan bir Amerikan bale grubuna katıldı.
That toured the world at the beginning of the Cold War. Francine joined an American ballet troupe.
Karşılığında da erkek grubuna katılmayı düşüneceğimi söyledim.
In exchange, I said that I would consider joining his boy band.
Destek grubuna girdiğimde herkes aynı listeden yaptı.
Everyone had the same list. When I started going to support groups.
Karşılığında da erkek grubuna katılmayı düşüneceğimi söyledim.
Consider joining his boy band. In exchange, I said that I would.
Dahası da var. Kan grubuna baksana.
There's more-- look at the blood type.
Sonra, iki araştırma grubuna ayrılmalıyız.
Then we split into two fact-finding groups.
David Donnellynin salak grubuna hiç ilgi duymuyorum.
In David Donnelly's spazzing band. I have no interest.
Tamam, kan grubuna bakılsın.
Okay, blood type cross and match.
Olivia çok nadir bulunan bir kan grubuna sahip.
Olivia has an incredibly rare blood type.
Hastalığın etkileşim zamanı kan grubuna göre değişiyor.
The reaction time depends on the blood type.
Yani, kanıt için bu punk grubuna tutunabilirsin.
So, you're holding up this punk band as evidence of your.
Tam olarak değil. Çok nadir bulunan bir kan grubuna sahip.
Not quite. But he does have a very rare blood type.
O sıralarda Alice N Chainz dağıldı ve Staley geçici olarak bir funk grubuna katıldı.
Alice N' Chains soon disbanded, and Staley joined a funk band.
Results: 623, Time: 0.0334

Top dictionary queries

Turkish - English