HAN in English translation

• han
• khan
• inn
• inns

Examples of using Han in Turkish and their translations into English

Han meşgulmüş.
Han's busy.

Han kim?
Who's Han?

Dinle, benim adım Han Joon-Soo, seninki ise, Han Woo-Rahm.
Listen, my name is Han JJoon-Soo, You are Han Woo-Rahm. You and me.

Benim adım Han Joon-Soo ve oradaki de Han Woo-Rahm.
My name is Han JJoon-Soo, and this here, is Han Woo-Rahm.

Insanlarımın Han tarafından dalga geçilmesini istemiyorum.
I don't want our people to be bullied by the Han.

Bayan Han Na, hayır!
Ms. Hana, No!

Han Na, siz sadece!
Ms. Hana, you were just!

Bu han bir çeşit büyü engelleyici tarafından korunuyor olmalı!
This tavern must be protected By some sort of magic blocking aura!

Han nerede?
Where is the inn?

Han, bunu asla unutmadık Thai ler bölünmüştü ordularımızı intikam için tekrar yollamalıyız.
As Han, we can never forget that the Thais are divided once again.

Ben han da olacağım.
I will be at the inn.

Han Young Banka projesi için yeni bir şirket kuracağım.
I will create a new company just for the Han Young Bank project.

Han, gelen kim Tümü ateşten geçersiniz.
All who come to the Khan, must pass between the fires.

Babam Han ama aynı zamanda benim babam.
My father is Khan, but he is also my father.

Han bekleyebilir.
The inn can wait.

Han Yi Tongun başkanı.
He's the head of the Han Yi Tong.

Bu han Romanın yüz akı olacaktır.
This hostelry will be the pride of Rome.

Han dedi ki.
The Kahn has said.

Han, bana Emin telefonunu ver.
Hann, hand me Em's phone.

Han nerede?
Where is the tavern?