Examples of using Hap in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Hap yok, iğne yok ve zaman yok.
kendi günümde birkaç hap yaptım.
Şimdi herkes, Japonlara karşı savaşmak için Hap Ki Doyu öğrenir.
Bir tane daha hap alsana.- Evet, biraz.
Hap almadı.- Hayır, kendi.
Ağrım için hap alıyorum ne ağrısı?
Kadehlerden birine zehirli hap koydum.
Gitmeden önce Joyce, Jamese para, hap vesaire verdi.
Evet. Beni hap bağımlısı olarak çağıramazmısın?
Bu küçük beyaz hap bombadan daha tehlikeli.
Sa… Saraylı kadehte zehirli hap mı var?
Arctora tuzak kurup, üzerine hap yerleştirip ödül alabilirlerdi.
Alo?- Birkaç hap aldım.
Müessesenizde yasadışı hap alışverişi olduğundan… haberiniz var mı?
Çünkü burada istemediğin kadar mavi hap var.
Poughkeepsie, New Yorkta büyüdüğümüzden kardeşlerimle hap yüzü görmedik.
Alo?- Birkaç hap aldım?
Şimdi de düzeltmeye çalıştığın bu afacan hap alıyor.
Sıhhiyeci baş ağrısı için hap verdi.
Ama bizim de 27 yaşında bir kadının hap parasına ihtiyacımız var.