HARE in English translation

• hare
• areola

Examples of using Hare in Turkish and their translations into English

Aniden bluzunu açtı ve memesini çıkarıp… şak diye masanın üstüne koydu. O hare nasıl oraya geldi.
How did this areola come… She just opened her blouse, took off her bra, and wham… plopped it right down.

neden şair rabbit yerine hare kelimesini kullandı?
why does the poet use the word hare rather than rabbit?

oğlumun şu tuhaf Hare Krishna züppesiyle birlikte ne yaptıkları.
and some weird Hare Krishna dude are all doing together.

The Collective, Inc. 1997de Virgin Interactivenin 3 eski çalışanı( Douglas Hare, Gary Priest,
The Collective, Inc. was founded by three former Virgin Interactive employees, Douglas Hare, Gary Priest,

moralim çok bozuk bir şekilde çıkmıştım sonra şu hoş insanlar, Hare Krishnalarla tanıştım.
really bad mood… and then I met these very nice people, the Hare Krishnas.

Episode 9( 1976), Kedi tuzaklar onun levitation eyleminde Kurt yakalanmaktan Hare kaydeder.
In"Episode 9"(1976), the Cat traps the Wolf in his levitation act which saves the Hare from being caught.

Ajan Pride, bu Jacobın kardeşi Esau ve Paul Hare Jacobın ve benim yakın arkadaşım oluyor.
Agent Pride, this is, uh, Jacob's brother Esau and Paul Hare, close friend of Jacob's and mine for.

Mart Hare izlemek aldı
The March Hare took the watch

İlk bölümde, Hare, Kurt ıslık popüler dağcı şarkısı,( Vladimir Vysotsky bir imza şarkı)'' A Friend Hakkında Bir Şarkı'' yakalamak için yüksek bir bina tırmanma sırasında.
In the first episode, while climbing a high building to catch the Hare, the Wolf whistles the popular mountaineer song,"A Song About A Friend" a signature song of Vladimir Vysotsky.

To Hare Is Human, Rabbits Feat, Compressed Hare ve Hare-Breadth Hurry.
Rabbit, To Hare Is Human, Rabbit's Feat, Compressed Hare, and Hare-Breadth Hurry.

Bose 1869da Hare Okuluna sonrasında Kolkatadaki St. Xavierin Okuluna kaydoldu.
joined the Hare School in 1869 and then St. Xavier's School at Kolkata.

diğer pençe sallayarak, Mart Hare yaşıyor.
in that direction,' waving the other paw,'lives a March Hare.

hayırsever merak genel görünüm gibi Sayın John Hare yalnız egale olabilir.
benevolent curiosity were such as Mr. John Hare alone could have equalled.

hayırsever genel bakış merak yalnız Bay John Hare gibi edildi eşit olabilir.
benevolent curiosity were such as Mr. John Hare alone could have equalled.

Evin önünde bir ağaç altında belirtilen bir tablo ve Mart Hare ve vardı Şapkacı çay içerken:
There was a table set out under a tree in front of the house, and the March Hare and the Hatter were having tea at it:

David Hare, Eva Hoffman,
David Hare, Eva Hoffman,

İnsanlar, ben Fort Harede öğrenciyken ragbi oynadığımı… pek bilmiyor.
When I was a student at Fort Hare. People don't realise that I played rugby myself.

Haremin olması için.
To have a harem.

Monacodaki haremi hâlâ hatırlıyorsun.
You remember still the harem in Monaco.

O Haremdeki bakire köle kız.
She's a virgin slave girl in a harem.