Examples of using Harvardın in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Evet. Önceki gün Harvardın bir çalışmasını okuyordum.
Bilim insanlarıyla paylaşma inisiyatifi gösterdim. Bu sayfaları Harvardın seçkin düşünürlerinden oluşan.
Bizim bir köstebeğimiz olmayacaktı, beraber olduğunu saklamasaydınız. eğer siz Bayan Frostun… Moonla Harvardın eskrim takımında.
Hak kazandığı subaylık görevini reddederek orduya er olarak yazılmıştı. Harvardın onur listesindeki milyoner öğrencisi.
Hak kazandığı subaylık görevini reddederek orduya er olarak yazılmıştı. Harvardın onur listesindeki milyoner öğrencisi.
Çünkü, Louisin senin Harvardın dosya odasında bir dosya olmadığını bildiğini öğrenen kişi o.
Facemash için Harvardın bilgisayarlarına girdi. Yönetim kurulunda burnu sürtüldü.
Leonardın ufak kardeşi Michael Harvardın hukuk bölümünde doçentlik yapıyor ve kızkardeşi, genç bir şebeğin içinde insan pankreası geliştirmeyi başardı.
Birşey soracağım. Sence Harvardın… evinin böyle gözüktüğünü düşünmem garip mi?
Aslında, o zamanlar Harvardın gözlemevinin başkanı, tüm evrenin Samanyolundan ibaret olduğunu iddia eder.
Ve doğum yerim olan İndianadan Bostona taşınıp, Harvardın psikiyatri bölümünde, Dr. Francine Benesin laboratuvarında çalışmaya başladım.
Harvardın dosya odasına izinsiz kimsenin giremeyeceğini iddia ettiğiniz halde görevinizi ihmal ettiğiniz zamanlar olduğu doğru değil mi Bayan Sazs?
Harvardın ilk yıl sınıf listesinde Mike Rossu görmeyince şüphelenmediniz mi?
Ayrıca Tyler ve Cameronun… Harvardın Porcellian adlı kulübüne de üye olduklarını biliyordun.
Harvardın kumlusu.
Harvardın biraz kumlusu.
Hayır, Harvardın kafetaryasında.
Harvardın ağı çökmek üzere.
Harvardın babama ihtiyacı var.
Gerçekten Harvardın önünde duruyorum.