Examples of using Havaya in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Umalım da, bunlar kendilerini ve herkesi havaya uçuranlardan olmasınlar.
Sesime doğru geri geri gel! Eller havaya!
Şey, yine de bu yavruyu tekrar havaya uçuruncaya kadar beklemek zorundalar.
Siz Mariannei havaya uçurdunuz, biz de sizin camilerinizi uçuracağız!
Sanırım bu tekneyi havaya uçuruncaya kadar çıkacağım.
Eller havaya şimdi Uçmak isterseniz- Zımba gibi!
Bu, rakibiniz havaya girmeye başladığında basit ama etkilidir. Gel.
Hastalık bulaşmayanları tahliye edip… burayı havaya uçuralım.
Bayou seyahatimiz için herkesi havaya sokmalıyım.
Ben ilerliyor ama direnç onu havaya kaldırıyor.
Bu da demek oluyor ki devasa boyutta sporu havaya gönderecek ve çok daha hızlı yayılacaktır.
Treni havaya uçuran kişi veya kişiler yakalanana dek evet.
Sanırım bu tekneyi havaya uçuruncaya kadar çıkacağım.
Bu, rakibiniz havaya girmeye başladığında basit ama etkilidir. Gel.
Havaya bak. Sen de ister misin?
Tahliye edip… Hastalık bulaşmayanları burayı havaya uçuralım.
Bayou seyahatimiz için herkesi havaya sokmalıyım.
Ben ilerliyor ama direnç onu havaya kaldırıyor.
Sonra virüs havaya yayılacak.
Havaya girme, devam et. Baba, baba!